ateşten kaçar gibi
suya
cennete
ona doğru
akıyor zaman
bir şeyler kopuyor
giderken söndürme ışıkları
yüreğim daha bir çocuk
bir çocuk ne kadar düşkünse
kalbinde yeşerdiği annesine
ve ne ifade ederse kan kırmızı gül için güneş
ve toprak ve ab-ı hayat
bir sonbahar hüznünde hissederdik ayrılığı
yaprak yaprak dökülürdük yerlere
ahımız ağlatırdı ta gökleri
yağmurdan elbiseler giyerdik ikimiz
mevsim yaz olurdu
bitti o efsanevi aşk
ve o, gözlerindeki sevda izleri ile gitti
bir yıldız kaydığını gördü insanlar
gün ortasında çıplak gözle gördüler hem de
bir güneş parçası karanlığa doğru aktı
tüm bulutlar da onu takip etti
deli divane olmuş aşkınla
gökten bir gönül düşmüş
aşikar olmuş sevdanın yanan mumu
nur denizine bir inci tanesi düşmüş
ne vakit duracak gibi olsa yüreğim
biri içimden çıkıp gidiyor, derim
ah bir bilseniz, durdurmak için onu
ah şu çaresiz yüreğim, nelerini vermezdi
o benim ruhumun koruyucu meleği
bakma öyle yabancı
dünyalar assa yüzünü
eller ipe çekse boynumu
ne gam
sen asma yüzünü yabancı
göçmen kalbimin en çok sevdiği
masal bitmeden yine uyudu
ve gözlerini kapadı
umudun kız çocuğu
akıllıydı
her şeyin yalan olduğunu kavramıştı
belki de yüzlerce kez
yollar bin iken
sadece birinde yürümüşsem
ondan başkasına varmam demektir
tek bir kelimeyi dilime dolamış
gerisini sözlüklerden silmişsen
hayatımsın
korkma
hayat gibi bitmeyecek
zaman gibi tükenmeyeceksin
hayatımsın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!