dilimin bağını çözmeyi ne çok isterdim
ah bir çözebilseydim
denizler dolusu mürekkeple
sana olan aşkımı yazmaz mıydım
ah bir konuşabilseydim
bir şey eksik sanki
dünden kalma bir boşluk
ıssız bir sessizlik
susmaya mahkum kelimelerde
duymak istediğim bir şeyler var
sırılsıklam bir yalnızlık ıslatırken beni
bir rüzgar eser uzaktan, sarıverir her yanı
dört duvarla çevrelenir yalnızlığın gözleri
damla damla ıslanırım
ben bugün çok yalnızım
güneşimi kaybetmişim
ardından kimse ağlamadı
yasını tutan olmadı
ne gururu, ne onuru ve ne de şehveti vardı
aşk, mezarını kendi elleriyle kazdı
henüz yalnızlığı keşfetmemişti
son kez, giden ve bir noktadan sonra kaybolan
kaç yara var bağrımda bilir misin
kaç güneş söndü gözlerimde
tuz buz olurken adaletin terazisi
kaç mevsim değişti bir gün içinde
kırdılar kanadımı, adalet istiyorum dedikçe
aşk, Sen’i sevmekmiş Allah'ım.
gerisi sadece bir evcilik oyunu
kumdan evler, sahte dokunuşlar
ve
arzunun şah damarında ölümler
ve
beyaz mutluluklar dökülüyor
yağmur gibi telaşlı
sancılı bulutların bağrından
sabırsız topraklara damlıyorlar
hüzün kokuyor heyecanlar
bir gül yeşertme umudundalar
hüzünlü şiirler gibisin
dedim
yeni bir mısra düşsem kalbinin üstüne
güler misin
tam da öylece
sonsuza dek
yağmurları beklerken sevdim seni
bulutlar gelmedi, sen gelmedin
ben ağladım, sen yağmur oldun
bir insan böylesine kaç yağmurla ıslanır bilir misin
bilemezsin lanet okumadan kaç mevsim bekler insan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!