hiç ummadığın hediyeler almak gibidir var olmak
hiç hak etmediğin sofralara buyur edilmeye benzer yaşamak
hiç beklemediğin bir tacı giyinmek gibidir
hüzün ki kalpte başlayan bir yanıştır
onu söndürmek için
gayrete gelir göz pınarları yağmur yağmur
gökyüzü renginde yağan yağmurdu
içimde yürür gibi yürüyen
bulutların üzerinde
penceremde
pırıl pırıl
önümdeki yokuş yol
açılmış ince bir bağırsak gibi
uzanıyordu ta ufkun ucuna kadar
engin, çıplak ve ıssız bozkırda
kış günleri eksik olmazdı bora, kasırga
yaz günlerinde cehennem sıcağı
insanın önünde hep bir deniz olur da
bir türlü girmeyi akıl edemez ya
hani sonsuz ılık maviliğe
dokunurda
yol vardır
aşkı uzun biliriz ölümden
kalbin başkentine kabul edilir alnımız
en izzetli yoldaşlık
en asil direniş bahtımıza yazılır
en zor badireleri yüreğimin beraberliğine şart koştum
yenilgilerimin çetelesini tutulacakmış meğer
bir sonuca varması bilmem ne kadar mukadder
hiç direnmeden kayıtsız şartsız ona teslimim
fermanının her hükmüne razıyım
geldiğim yollardan
eskiden…
eskimeyen zamanlardan
elimi tuta tuta yürüsem kendime
dağların dağlara kavuştuğu
yürekçe konuşulduğu vakitlerden
gitme vakti şimdi
rahatsızlan azıcık
depremini başlat
bir beste dolanır ya insanın diline
ara sıra tatlı bir sızı gibi düşer ya gönle
ben de bir tatlı nağme tuttursam şöyle
fırtınası yağmuru kendimce
her şeyi koysam bir kenara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!