Fırtınalar yıkım öncesi sessizdir,
Önden, rüzgarlar geleni konuşurlar.
Ve aniden hızlanır bütün bulutlar,
Geride sahipsiz bulutları bırakırlar.
Dalgalar ipekten çarşaflar giyerler,
Ne tek başına harf,
Ne keleme ne hece,
Kalbine sorduğum,
Sorudadır, bilmecen.
Bakarsan gözlerinde.
Ne Fransız Aydınlanması,
Ne de Arapların Baharı
Aydınlanmalı tüm kalpler.
Ne zanan aydınlanır?
Ne zaman Allah Aşkıyla,
Yanıp tutuşur bilemem.
Ben seni, kalbime mıh gibi yazdım.
İsmin önemli değildi, çıkarıp attım.
Ne yavaş yavaş tükenen ömrüme,
Ne de solan yapraklarıma yakıştırdım.
Ben seni, ilkbaharlarda yağmurlarımda,
Ömrümden son kalanı,
Duvardaki zamanı,
Geçip giden hayatı,
Ben sensiz bitirdim.
Kalbinden bana kalanı,
Ben, gamlı, dertli, tasalı,
Sense, mutlu, hayat dolu.
Ben, korkak ve yılgın,
Sense, azimli ve çalışkan..
Ben, okunan bir masal,
Şehirde güneşli bir gün
İçinde simli bir beyaz
Caddelerde kar ve buz
Eskişehirde ayaz var.
Bu şehirde sen varsın.
Yorgun olmalısın beyzadem,
Nedense hiç belli etmiyorsun.
Gönlün gam dolu hazanında,
Niçin sen kendini üzüyorsun?
Ölüp de, yiteceksin beyzadem,
Sen hiç sevilmesende,
Bir başına bırakılsanda,
Allah kullarını sevmiş,
Sevmesini bileceksin.
Yüzün hiç gülmesede,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!