Bir imtihanla gelmişiz
Biz şu yalancı dünyaya
Yiyemiyoruz tuzsuz aşı
Boşa geçmiş sayıyoruz
Sevgisiz geçen ömrü!
Bir Musa vardı,
Bir Asa!
Bir Firavun.
Musa İnandı
İş Asaya kaldı!
Deniz yarıldı,
Göl, kendisine gelenin halini
Bu rahatlıkla nasıl düşünsün?
Yaz demez, kış demez akar,
Yatağında hiç uyumaz nehir!
Dünyaları var
İnsanların içlerinde
Onların Güneş'e,
Ay'a döndüğünü
Her gün ölüp,
Ölüp ölüp dirildiğini
Ah, bu ayrılık cana işkencedir
Halimi bilmem, halim necedir!
Sevene açılır, sevmeyene kapanır,
Bu Dünya nasıl bir penceredir?
Nefsine efendi ettiklerin yok olacak!
Keşke sana bir faydaları dokunsa!
Gönlüne Efendi olanı arayıp bul sen,
Ona döndürülmeyecek misin nasılsa?
Aldığımız nefes
Rızâ-i İlâhî için.
Allah için değil,
Nefisler içinse,
Bu nasıl seçim?
Nasılsın diyorsun ya,
Tekerlek dönüyor,
Tencere kaynıyor,
Canım çıkmadı henüz,
Abi bana ekmek parası dedi
İhtiyacı var vah garibin dedim,
Çantamdaki ekmeği çıkarıp verdim
Abi bu bayat dedi parada ısrar etti.
Biraz nasihat vereyim dedim,
İhtiyacı yok gibiydi, vermedim!
Din Nasihattır,
İnsanlar akıllı!
Bu akılla İnsan,
Nasihat mı ister?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!