Soğuk bir kış gününde
Zemheri kapıdan vızıldanırken
Üstüne üstüne duvarlarına
Toprak damlı odamın,
Başında nar tutmuş sobanın
Demli bir çay yudumlamak
İnsan yaradılışın merkezindeki kutsal varlık
Her yerde ıstırap, her yerde ölüm, nerde insanlık.
Diz boyu sefalet, dinmeyen gözyaşı, oluk oluk kan
Nerde komşusu açken uyutmayan o kutsal iman.
Say ki yaşayacağın son gün, bugün
Son kez uyanacaksın bir türlü
Erken kalkmayı beceremediğin derin uykundan
Güneş son kez doğacak pencerene,
Yaprakların sihirli hışırtısını, kuşların içli cıvıltısını
Son kez duyacaksın, son kez dokunacaksın sevdiklerine.
Her gece, ölümle yaşamın kesistiği andır
Her yeni gün, Tanrının yeni bir armağanıdır.
Umut doluyken uzun gecenin
Tan yerinde, ağarırken gün
Neden diller suskun bugün
Ürkek bütün bakışlar
Omuzlar çökük
Hüzün dolu gözler gülüm.
Hiç insan olan insana zulüm eder mi?
Kuluna zulüm edeni Tanrı af eder mi?
Mazlumun gözünden yaşlar aktıkça
Zalimin yüzü iki cihanda hiç güler mi?
Nazlı yar, bugün göresim geldi
Al yanaklardan öpesim geldi
Gördüm hayalin, sandım sen
Bir havalandı ki yüreğim görsen
El edesim, öpesim, sarılasım geldi.
Bir güzele gönül verdim on sekizinde
Burnu havada gözü yüksekte
Fark edip beni görmedi bile
Kaş ettim göz ettim söz attım
Dönüp bir kez bakmadı bile.
Aralayıp gönül penceresini
Hak dergahına varmak
Ne güzel ya Rab ne güzel
Atıp cismim gömleğini
Erenlerden olmak
Ne güzel ya Rab ne güzel.
Ben ezelden beri Türkoğlu Türküm
Ötüken de doğdum, Altaylarda otak kurdum
Orhon'dan Viyana'ya zaferlerle yürüdüm.
Kafkaslarda, Tuna da seslenir kahramanlık türküm.
Binlerce yıl Asya'dan Anadolu‘ya at koşturdum
ANALAR DOĞRU SÖYLÜYOR DA
ENTEL FAHİŞELERDE İŞBİRLİKÇİLERDE SORUN
ŞEHİTSİN VATANI KORUDUN DE DAĞLARDA KIRDIR PLAKETLER VER KALANLARA ÖDÜL VER
SONRA PARDON
SAYGILARIMLA
ANALAR DOĞRU SÖYLÜYOR DA
ENTEL FAHİŞELERDE İŞBİRLİKÇİLERDE SORUN
ŞEHİTSİN VATANI KORUDUN DE DAĞLARDA KIRDIR PLAKETLER VER KALANLARA ÖDÜL VER
SONRA PARDON
SAYGILARIMLA