Deliksiz uyuyabiliyorsan
Gecelerin zifiri koynunda
Toprak olsa da evin
Hasırdan yatak, ottan yastığın
Dipsiz kuyulara gömülü ise korkuların
Kaygıların, endişelerin
Gün doğar har sabah pencereye
Börtü böcek güne merhaba der
Gülümser beyaz, pembe çiçekler
Daldan dala koşuşur kırlangıçlar
Dere boyu şakırdar hep bülbüller.
Ben sana demedim mi?
İnsanoğlu çiğ süt emmiş
Güvenme demedim mi?
Ser ver ama sır verme
Elin ağzı çuval değil
Büzemezsin demedim mi?
İslâm, güzel ahlâktır, demişti Hz. Muhammed
Vah halimize ki edep hayanın zerresi yok,
Kimi zulüm içinde, kimi vahşet, kimi ihanet
Nerde o ümmet ki, komşusu açken yatamaz tok
Kimi zevki sefa içinde kimi diz boyu sefalet.
Sular neden hep böyle hırçın
Kayaları döver çılgın dalgaları
Öfken kime, kime bu kinin
Sen mi yarattın koca dağları
Ayı, Güneşi sayısız yıldızları.
Bir zamanlar ne yaman kartaldı
Bakmadan dönüp bir kere arkasına
Kibirle zirvelerde kanat çırpardı
Çarçabuk geçti yıllar, tezden kartaldı
O şimdi sürünürken yerlerde
Üstünde özgürce kanat çırpanlara
Nefsim ah! Nefsim
Beni benden çalan
Şeytanın arka bacağı
Kör olası, nankör nefsim.
Boşa debelenme, boşa ümitlenme
Yerlerde sürense de cesedim
Develer az gelir zahir, hamutuyla yürütür,
Heybe dar gelir, vagon vagon götürür.
Laf olunca laf ebesidir, en başta o oturur,
Hep bana Rabbaenacı, hep nefsinin kuludur.
.............................................
Sallama öyle salama
Sallayıp itleri peşine takma
Kaparlar, sonra sızlanıp ağlama.
ANALAR DOĞRU SÖYLÜYOR DA
ENTEL FAHİŞELERDE İŞBİRLİKÇİLERDE SORUN
ŞEHİTSİN VATANI KORUDUN DE DAĞLARDA KIRDIR PLAKETLER VER KALANLARA ÖDÜL VER
SONRA PARDON
SAYGILARIMLA
ANALAR DOĞRU SÖYLÜYOR DA
ENTEL FAHİŞELERDE İŞBİRLİKÇİLERDE SORUN
ŞEHİTSİN VATANI KORUDUN DE DAĞLARDA KIRDIR PLAKETLER VER KALANLARA ÖDÜL VER
SONRA PARDON
SAYGILARIMLA