Güneşin son bakışları turuncu ışıklı sokak lambası edasıyla tutunmuş son bir defa yeryüzüne.
Gecede al al süzülen ayın habercisidir karanlıkta yeni doğmuş soluk yıldızlar.
Göz ile seçilmez tam olarak rengi ama uzanmıştır pamuk pamuk bulutlar gökyüzüne.
Her ne kadar birbirine bağlı görünseler de bizim bakış açımızdan, hepsi yalnızdır kendince.
İnatlaşıyorum kendimle, sırf kendime zarar vermek istediğim için...
Anlıyorum, biliyorum, hatta kendime bunun için vermem de izin,
Kasıtlı bir sebepsiz kastım var kendime, acımasız bir şekilde,
Birikmiş nefretim o kadar çok ki kendime, anlatsam almaz için,
Suskun ağzımı açsam, kussam her şeyi yine de boşalmaz içim.
Senin yanında o kadar olmak istiyorum ki,
Ve aynı zamanda bir o kadar da konuşmak.
"Ama" bağlacından sonraki söylenenler,
Tabiki bunlara her zaman engel olacak.
Geçenlerde hissettiğim veya gördüğüm şey neydi bilmiyorum.
Karşıma çıktı birden, daldım gittim ona.
Akışına bıraktım sadece izledim.
Ona bakarken sadece saniyenin yarısı kadar sürede netleştirebiliyordum gözlerimi.
Bana bakarken gözlerinde bana yardım et bakışı vardı.
Sanki benden onu kurtarmamı istiyordu.
Ömrümümüzü birleştirdiğimizde toplamı kadar etmedi aşk.
Bir bütün oldu parçalarından doğan tek bir bedende,
Uzatıp bağladıkça birbirimize ellerimizi sıkıca tutarken,
Bir yandan dağıldıkça sevgimizin mayası ile yoğurulduk.
O kadar zaman geçti ki birbirimize muhtaç kalır olduk.
Nereden başlasam... Ne şiirler ne yazılar yazdım...
Anlamlarından çok kullandım kelimeleri mecburen...
Aktarılması gereken karşıya çok fazla olunca hem,
Kelimeleri harflerine kadar kullanıyorsun düşünmeden.
Nabzım gibi kendiliğinden ve muhteşem bir olay.
Rengi soluk herhangi bir rengin sende oluşturduğu duygudan ibaretim...
Durgun rüzgarın ittiremediği sonbahar yaprakları da benim aynı zamanda...
Yolumu bulamadım bir türlü belirsiz arayışımın içinde kaldım,
Sanmamış, kanmamış, yanmamış olsaydım belki şu kısacık hayatımda,
Belki küçük saçmalıklar için düşünmeye değmediğini de anlardım.
... bakarsın bir gün daha sever yürek, tutunamaz derken hayata...
... yakarsın geleceğini, kıvılcımı geçmişinden çakılmış çakmağından...
... uzanırken toprağa sırtüstü, ürperirsin ölümün soğuk hissiyle...
... yakınırken dertlerinden, sırf dillendirdin diye dışlanırsın...
Gökyüzünün yarısı parlak, yarısı karanlık,
Yarısı ışık süzmeli, yarısı yağmurlu,
Yarısı umut, yarısı hüzün...
Kimisi gri bulutların, kimisi siyah,
Üstü pamuk gibi, altı kömür,
Sinirim sevgiden doğar kıskançlık ile bağlanır birbirine...
Yalanlarım kalbimden boyanır beynime kızıl kan ile.
Hissiyatım hissizliğimle ben yokken kapışamıyor bile,
Elinden tutup direnmesi için katlanıyorum kendime.
Besle dur özgüvenini temelsiz binadan farklı sanıyorsun...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!