Sen ki eşsiz emsalsiz öyle bir çiçeksin ki
Kokuna nail olsa daldaki gül usanmaz
Sen öyle bir güzellik öyle bir gerçeksin ki
Adını söylemekten ağızda dil usanmaz
Sohbetin erenlerden nasihat almak gibi
İnce bir süzgece attılar bizi
Süzüle süzüle yaşadık gitti
Genç yaşta kördüğüm ettiler bizi
Çözüle çözüle yaşadık gitti
Kime anlattıksa ahvalimizi
Kader sana ansızın indirseydi tokadı?
Ömrünün baharında sararıp ta solsaydın?
Bir anda uçup gitse dizlerinin takati?
Böyle mi düşünürdün sen engelli olsaydın?
Tanrım sana bu güzel elleri vermeseydi?
Neydi bilmem bunca yıldır çektiğim
Aşka düştüm ağladım pek çok zaman
Hiç mi tanrım hiç mi hakkım yok benim
Önce hoştum sonradan oldum duman
Sırma saçlım gül kokar berrak tenin
Hazırlayan: Mustafa CEYLAN
Şair İbrahim Yavuz’la henüz yüzyüze karşılaşmadık. O’nu internet ortamında tanıdım. Antoloji.com sitesinde kendi hayat öyküsüne bakayım dedim. Şunlar yazılıydı:
“Trabzon'un Of ilçesinin Kıyıboyu köyünde dünyaya geldim. (05 / 05 / 1955) Şiir de kalıp olarak genelde hece ölçeğini kullanıyorsam da, serbest ve aruz vezni ile yazılmış şiirlerim de vardır. 1990 yılının başlarında Türkiye'de baş gösteren köyden kente göç kervanına katılarak ailece İstanbul'a yerleştik. Burada şiir yazmaya bir süre ara verdiysem de, daha sonra yeniden başlayıp TÜRKÜLERE SÖZ VERDİM isimli ilk şiir kitabımı çıkarttım. Yazdığım şiirler çeşitli gazete, dergi, radyo, televizyon ve antolojilerde yayınlandı. Bazı şiirlerim bestelenerek sanatçılar tarafından okundu. MESAM üyesiyim. Bekarım ve halen İstanbul'da ikamet etmekteyim.”
Hani o gözlerine meftun olduğum var ya
Beni ortada koyup gitti biliyor musun?
Küle dönüştü volkan çöle dönüştü derya
Rüya gibi bir aşktı bitti biliyor musun?
Gözlerinin içine bakıp gülümsediğim
Yazdığın mektupların arasına sıkışmış
Eski fotoğrafını orda buldum dün gece
Giydiğin elbisenin rengi sana yakışmış
Resmine baka baka sarhoş oldum dün gece
Gözlerim de canlandı o eski hatıralar
Ruhunu işliyorum yazdığım her satıra
Yüreklice çıkmışım seviyorum diyorum
Ölümsüz bir şiirin peşindeyim bu sıra
Seni dünya durdukça yaşatmak istiyorum
Resmine bakıyorum bir filim izler gibi
Bir tuhaf oluyorum aklıma geldiğin an
Tüylerim diken diken,dudaklarım kuruyor
Karşıma çıktığında ürperiyorum bir an
Gözlerin yüreğimi on ikiden vuruyor
İyi güzel hoşsun da şu kaprisi bıraksan
Beynime çakılmış çivi gibisin
Seni unutmamın imkanı var mı?
Hala kulağımda çınlıyor sesin
Seni unutmamın imkanı var mı?
Hasretle tükenip dertle dolduğum
Sayın İbrahim Yavuz Kendine münhasır bir Karadenizli olmakla birlikte bir İstanbul beyefendisi.Türkülere borcumuz var derken,bizlere beslenme kaynaklarına borçlu olduğumuzu hatırlatması bir gönül borcunu vefalıca hatırlatmanın zerafetinide taşımakta.En önemli özelliği şovence olmayan bir incelikle d ...