Ezelden gelirim, ebede yolum,
Bir vara aşığım vardan da öte.
Sebepler mülkünde âciz bir kulum,
Sevdiğim candan da, yârdan da öte.
Şaşarım düşene küfrün cehline,
Ömrün sonbaharında bahçemde açan lâle,
Merhâmet et gönlümü atma hicr-i melâle.
Sensin hülyâlarımın en muhteşem kadını,
Mehtâba, yıldızlara ezberlettim adını.
Koyu gölgeler indi sahile,
Sustu martılar korkularından.
Düştü ruhuma bin bir gaile,
Ömrün bulanık sığ sularından.
Rıhtımı öptü çapkın dalgalar,
Nazire
Güzelliğin ölçüsü yok, dozu yok,
Resim gibi çizilmiyor Perihan.
Kirpiklerin hedef arayan bir ok,
İlk bakışta sezilmiyor Perihan.
Mecnun gibi sevdalandım birine,
Tuttu beni çölden çöle savurdu.
Bulamadım bir başka yâr yerine,
Firkâtiyle elden ele savurdu.
Anlamadı gönüldeki nârımı,
SEMAİ
Yer içersin türlü nimet,
Vücuduna olur maya.
Ecel gele en nihayet,
Hançer vurup bağrıma kan dökmek şânın mıdır?
Azm-i firkât eylemek aşka isyânın mıdır?
Ey peri suret sana bend eyledim ömrümü,
Bendene lütfun senin kahr-ı suzânın mıdır?
Sessizliğe büründü yine o yâr nedense,
Alışmıştı kulağım telefondaki sese.
Sabırsızlık kapladı gönlümün minesini,
Ne kadar çok özledim huzur veren sesini.
SENCİLEYİN
Sevgilere pınar sende,
Aşk ateşi yanar sende,
Dostluk kurulur bedende,
Sevebilsek sencileyin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!