Nesilden nesile emânet irfan,
İrfanı hür ise hür olur insan,
Mâziden aldığın haysiyete kan,
Vermesini bileceksin.
Geçmişine bağlı tüm mefahirin,
Şu dünyada beş bin yıldır çark benim,
Esareti ölüm bilmiş ırk benim.
Üç kıtada rüzgar gibi esmişim,
Zalimlerin nefesini kesmişim,
İhanetin bin türlüsün görmüşüm,
Adaleti ilmik ilmik örmüşüm.
Gülistânı mekan tutsa baykuşlar,
Bülbül kahırlanır, gül kahırlanır.
Kapasa yolları uçtan uca kar,
Hancı kahırlanır, yol kahırlanır.
Gurbetçinin elem yağar üstüne,
Kaygılar ömrümün çıkmaz sokağı,
Her sabah bir yeni teselli arar,
Saplanır beynime fikrin hançeri,
Ruhuma bu alem dar geliyor dar.
Dürüstlük çağdışı sayılır oldu,
İşimiz yalana dolana kaldı.
Adalet saçını başını yoldu,
Meydanlar sümüklü Nalan’a kaldı.
Kültür beyin kırık kolu kanadı,
KALMAMIŞ
Sürüklenen bir hazan yaprağından farksızız,
Geçmiş asırlardaki şevket-i şan kalmamış.
Zamanın değirmeni öğütmüş aslımızı,
Bu gün postacıdan bir mektup aldım,
Bil diyorsun bana, bilmek kolay mı?
Satırlar içinde hâyâle daldım,
Bul diyorsun bana, bulmak kolay mı?
Elli sene geçmiş baktım aradan,
Bulutları gezdiren,
Yağmur edip sızdıran,
Sel güzel,selci güzel...
İlham ile böceğe,
Şeker koyan peteğe,
Yaratan O, yaşatan O,
Varlıkları kuşatan O,
Yeryüzünü döşeten O,
Hakk Lâ ilâhe İllallah.
Ay’ı, Güneş’i döndüren,
Ayna, şu karşımda duran adam kim?
Yanaklar buruşmuş,saçlarında kar.
Bu tanımadığım hayal ben miyim?
Benim mi bu beyazlaşmış şakaklar.
Etme ayna etme, bozma büyüyü,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!