Gülüşün taze demli çay buğusuna mahsus.
Gözlerin ışıl ışıl duruşun ayrı husus.
Billûra has bakışın aydınlatır içimi.
Ya bana aşkı anlat ya da ebediyyen sus.
Huzur damlalarının demlikteki soluğu.
Bardağa dökülünce üstünde tüter buğu.
Bardakla bütünleşir, lezzet, renk ve usare.
Doldurur güzellikle hayattaki boşluğu.
Yudumlamak ayrı tat, seyretmek haz içre haz.
Gözüne mil çekilmiş,
Gecelerin sabahı.
İzbe kadırımlara,
Kuş bakışı düşerken.
İçimde titrer gölgen.
Gözlerimden düşmeden,
Sen, üşüyordun.
Bir karlı günde kavuştun,
Sonsuzluğun sahibine.
Ruhunu dinliyorsun beyazların içinde.
Şimdi seni özlüyor peygamber çiçekleri.
Güne, gülümseyemiyor papatyalar eskisi gibi.
Süzülüp de ak pak bulutlardan yere inmiş.
Rengine usaresine güzellikler sinmiş.
Semaverler mest olmuş da demlikler sevinmiş.
İnce bellilerin hatırlı konuğudur çay.
Özünde huzurun sımsıcak busesi kaynar.
Kutlarız gelen yılı, basarız bağrımıza.
Çare onda sanırız, sancı ve ağrımıza.
Eskiyi sepetleriz, vefasızlık ederiz.
Yeni yıl yeni sesle ses verir çağrımıza.
Eskitiriz yılları sanırız biz yeniyiz.
Ne akit ne akide,
Çocukluğumuzdaki,
Allı pullu mucize.
Ne de güzel gülerdi,
Ninemizin elinde.
Tarçınlısı ayrıydı,
Uçuşur kelebekler, süzülürken leylaklar.
Açar has akşamlarda efsane zambaklar.
Şair gönüllerinde tüter ezgiler dağ dağ.
Sevinçle huzurun harman yeridir Altındağ.
Güzelliği mühür vurmuş her asra.
Gönlümün köşkünde kurulur Amasra.
İstanbul fatihinin gönlünü fethetmiş,
Yıllar önce.
Çeşm-i cihan olmayı hak etmiş,
Çayımın buğusu sen gönlümün kuğusu sen.
Gönül çilehanemde işlisin desen desen.
Münzevi olamadım peşinden düştüm çöle.
Çorak yürek iklimim sense Leyla’sın esen.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!