"Açlık, yalnızlık ve evlat
Yiğit boynu yollarda
Her yerde beyaz at
Davası hak olanın
Hiç işi olur mu bedbaht"
Sağanak bir yağmur vardı gökyüzünden süzülen
Herkesi sırf bir somut şey için bir yerlere topluyorlardı
Hür irade, hakların demokrasisi mantalitesi
Oysa tüm çağdaş dünyada
Hırsızlığın suçu hapisti
Kuş ölür sen uçuşu hatırla demişti Asaf
Geç öğrendim bunu
Meğer ölmek bile bir kıymete hasıl etmiyordu bu çağda
Eskiden intihar edenler birilerini cezalandırmak için intihara teşebbüs ederdi
Bu çağda ise başkaları için canını verenlerin bir kalemde silindiğini gördüm.
Dünya genişti oysa bir mezara sığmıştı insan
Masamın başındayım
Başım ellerimin arasında
Olanların tek tek farkındayım.
Ellerim ensemin arkasında
İzliyorum olanları
HIZLI KAPLUMBAĞA
Hiçbir işe yarayamama duygusu
Bu duygu evet,
Tüm savaşların ortasında kalmış bir esir kafası
Daha da derin bakınca
Bir kovan kadar kıymetinin olmadığı
Üç beş çakal'a kaldı meydan
Devletin kademesinde işten anlamayan
Esnafta üç kağıtçılık, yalan
Kimi solcu kimi sağcı
Ülke oldu talan
Dayanın yiğitlerim dayan
İBRAHİM
Çok mana yükledi dünyaya
Fatih, İstanbul’u aldı yetişmedi Roma’ya
İBRAHİM ve DÜNYA
Büyüyor yalnızlığımız
Yavaş yavaş tükeniyoruz,
Akıyor gözlerimizden damlaya damlaya hayal kırıklıklarımız
Bahar geçiyor, kavurucu sıcaklıklar kapıda
İLGİ EK'İM
Göğsümde sevgilimin vesikalığı
Cebimde o muntazam bedeninin nahif teriyle sevişmiş mendili
Gözlerimin önünde duruşu ve endamı
Asla unutmayacağım
Bu güzelliği
Ben ıssız diyarlarda uğuldayan bir kalabalığım,
İçimde binlerce kişinin mezarlığı,
Zihnimde milyonlarca farklı ses yer almakta.
Oysa ben
Issız bir adaydım,
İçinde milyonların saklı olduğu nâr!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!