Sarıkamış kışı, boğar güneşi
Andıkça akıyor gözlerin yaşı
Kadere yazılmış Allah’ın işi
Gözyaşları dondu Sarıkamış’ta
Anadolu yandı Sarıkamış’ta
Vara yoğa hakimdir.
O cömerttir kerimdir.
Müminlere rahimdir.
Yerler, gökler der vallah
La ilahe illallah…
Bir fırtına koptu, haydi ya Allah!
Hakka uçan kartallara müjde var…
Mazlumların hakkı huzur ve refah,
Solgunlaşan hayallere müjde var.
Zalimlerin hesabı var zulümle,
Garbı saran kahpe, sinsi planlar,
Ümmeti sömüren dinsi yalanlar,
Bunu farkeder, ki alem-i İslam,
Oyun kuran başka, başka solanlar...
Gidenler can mıdır, akanlar kan mı?
Gökyüzü utangaç,
Yapraklar solgun…
Boynu bükük dağların,
Havası durgun.
Hazan mı yoksa?
Bir boğaz harbi ki! destanı bitmez…
Oğluma anlatsam, yüzyıllar yetmez!
Bu kutlu vatanda artık gün batmaz…
Kınalı kuzular, kanlı yazılar…
Dinledikçe her gün yürek sızılar
Nedir emeklilik? Nedir inzivâ?
Aşk ile verilen hizmet biter mi?
Canan-ı maarife olmaz ki hevâ!
İnzivâ umarak güneş batar mı?
Uhde-i memurluk belki son bulur.
Meslek lisesinde ilk görev günüm.
Şımarık bir gence sıkıldı canım.
Bir surat yaptım gösterdim ünüm!
Seni hiç unutmam Ömer Panoğlu…
Biraz yorulmuştum vakitse öğlen,
Gökler mi solgun? Eyvah!
Sundurma mı örter göğümü?
Al gölgeni üstümden, alamam nefes,
Matem çöker gurup vakti gözlerime…
Dostluk mesafe bilmez deli mavi. Hey!
Ufuksuz bırakma mahzun gözlerimi
Gözlüğü gönüllü takınca göze,
Hedefe baksa ne, bakmasa ne ki?
Gem tutan başkaysa, ne gerek söze!
Semeri taksa ne, takmasa ne ki!
Ne kadar kabarık olsa da yele,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!