Bir gün o gün gelince,
Salıncaklar kurun.
İster yere ister göğe...
...
Şu yol belli ki uzun ve ince ve keskince!
...
Anlamaz mı şehir yüzüne güleni,
Şehri taş yığınımı sanırsın,
Anlamaz mı kuşları, denizi...
Sokakta dilenci anlamaz mı?
Şehri seveni...
...
Hey beni bende unutan,
O kadar demiştim, sende unut...
Ben unuttum zorlanmadan,
Ben unuttum dedi, dedi sen de unut!
...
Ne kadar bilsem bilmiyorum,
Ne kadar duysam, duymuyorum,
Ne kadar anlatsam, anlatamıyorum....
Ne dimdik durabiliyorum karşında, ne karşında çökebiliyorum!
Senin olduğumu da unutuyorum ve senin benim hiç olmadığını da.
Bir hayalim vardı.
Bundan on beş yıl kadar önce.
Evet yanımda sen vardın o zaman.
Sana anlatmıştım hayalimi.
Yaşlanacak elden ayaktan düşecektim.
Bir sallanan iskemble...
Sen nasıl biliyorsan,
Aşkı, sevgiyi, yaşamayı…
Nasıl biliyorsan sen,
Kavuşmayı değil ayrılığı…
Biliyorsan sen nasıl,
Yalnız yatıldığını…
Şimdi ayağınla bastığın yerde,
Yakında ama senden uzak bir yerde,
Bir ağaca sırtımı yasladığım yerde...
Canlansın hatıralar, canlansın gözümde.
Sen ölme sakın.
Ölme...
Bir gün olur açarsın,
Bir gün olur solarsın...
Kaç gül açtı soldu şu
Yaralı, bu yürekte...
Bir gün olur kaçarsın
O adımlarını da,
Sonuna kadar gideriz de yol bitmez ayak biter.
Yüksekten uça uça bizde yürek biter.
Bir kuş gibi bizde konarız bir dala da...
Ormanlar yanar ülkede...
Ağaç biter.
...
Hocam size nasıl ulaşabilirim ?