olmayacak bir sevdaya,
böyle olmayacak hayaller kurarsan,
sonra,gerçek bir tokat gibi patlar
yüzünde en şiddetiyle……
ve hüzün en kızıl haliyle girer içine,
zapdet. zaptedebilirsen gözyaşlarını,
her akşam seni getirir tekrar,
hasretine bir kat daha hasret ekler,
gün kararırken yavaş yavaş,
aklıma gelir gözlerin.
gözlerimden akan hep sensin,
bu gece seni düşündüm
dokunuca hasretine
üşüdü ellerim.
düşündükçe yokluğunu,
yüreğim buz kesti
üşüdüm…..
uzun bir ayrılıktan sonra,
insan sevdiğini özler de basar ya bağrına,
geçer ya birbirine sevenler.
işte öyle, sana kavuşmak istanbul……..
ne güzelmiş sokaklarında dolaşmak
girdiyse içine kuşkular,
sevda gibi yerleştiyse yüreğine.
için için yakar,
iflah olmaz insan,
cevapsız sorulardan.
uzaktasın…çok uzaklarda,
duyarmısın,gelir mi sesim oralara,
gözyaşlarıma karışan hıçkırıklarım,
acıtır mı canını,hissedermisin…
gecenin bu saatinde, bu kör vaktinde
senin hasretine ne feryatlar var,
başlamadan biten sevdalar vardır hani,
bitirilen…katledilen…boğulan sevdalar…
hoyratça,acımasızca,vicdansızca harcanılan….
tabiri caizse doğmadan öldürülen,
ana rahmindeki bebek gibi,
kürtaja tabi tutulan sevdalar….
yaşadığımız şu hayat denilen yol tamamen kurulmuş ve yazılmış bir senaryo,
hani bir filmin seyri ya da bir şarkı dinletisi gibi bir şey bence…
zamanı gelince sahnelenen…zamanı gelince dinlenilen……
yani yaşadığımız her gün, hayat denen filmde bir yeni sahne,
veya şarkının devamında yeni bir melodi veya nakarat….
sen ne kadar güzelmişsin,
ne kadar güzelmiş senin için.
hangi sevdalardan geldin sen,
hangi kederlerde açtın yelkenleri.
ve hangi deryalara gidersin aşk, aşk diye.....
sen de sevdalısın belli…
Salonumun Penceresi
Can sıkıntımın en iyi dostu,
Bazen güneşi içime dolduran,
Bazen bahar yağmurunun damlalarını.
Bazen rüzgarın savurduğu yaprakları getiren,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!