Kim bilebilirdi ki
Köklerinden koparılıp
Bir Ekim, gün batımında soluksuz kalacağımızı
Ve köklerimizden bir daha doğamıyacağımızı
Hüzünlerin eşliğinde
İkındi vakti üstümüze toprak atılacağını
Kapandı bulutlar üstüme
Alabildiğine grilikteyim
Mart ayının son deminde
Üstüm başım soğuk
Ayaz içinde
sabahın ilk saatlerinde uyudum
günlerden pazar
sakin sessiz bir gün
bir kupa içinde nescafe
yudumluyorum kendime gelmek için
sen günü yarıladın
İnsan işte unutulmuş ölüm aslında,
Sürünerek dikildigi bu hayatta
Dogrulmanin tadını çıkarırken
Egilmiyor değil hani ya
Yinede dik duruyor yaşama inat
Suruklensede
Baksana nasılda anlamını
Yitirdi her şey,
Mevsimler hükmünü kaybetti ,
Kıyamete ramak kaldı
Mahşer yeri her mevsim,
Fırtına kopacak
Ve tüm iğrençliğiniz
Tüm kokuşmuşluğunuzla
Beraber
Arkanıza bakmadan kaçacaksınız
Önünde duramayacaksınız
İçimde fırtınalar kopuyor
Dik durduğuma bakma
Hani dokunsan parmak ucunla
Yerle bir olacak dağılacağım
Ben sana sustum
Gözlerinin kahvesiydi günümü ayan
Dudaklarından dökülen sözcüklerdi
Sersemliğimi üstümden alan
Sarılmadan kış güneşiydin ruhumu ısıtan
Bak şimdi anlamsızlaşıyor her şey
Bugün düşünemeyeceğin kadar kızgın
Dokunduğunda paylayacak kadar
Şiddetli bir duygu içindeyim
Sustum susmasam biliyorum
Kopacak kıyamet dudaklarım arasından
Gün doğumu hiç olmayacak
Kızıla dönmüş ağaç yaprakları
Sağnak yağmurların beklentisinde
Ayrılıp bedenlerinden savrulacaklar toprağa
Baharda filizlenecek yine dallarında yemyeşil
Bense kanatlarımın kırılmışlığında kalıyorum yaralı
Ben sana sustum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!