Ayrı pencerelerden bakıyorduk hayata,
Sen beni görmüyordun ben seni.
Şimdi aynı senaryoda iki dublörüz,
Sen beni oynuyorsun ben seni.
Kiralık yalnızlıklar peşinde koşardı yürekler.
Kalabalık gündüzlerde kaybedilen benlikleri,birinci tekil şahıs gecelerin seyir defterine yazardık büyük harflerle...
Her hüznün gölgesini önümüze devirip, mevsimsiz karanlıklara fısıldardık suskunluklarımızı.
Zamansız gelgitlerde yıpranan masum telaşların altında, hep vurgun saatlerinin imzası vardı.
En pahalı gazetenin magazin sayfası örtülürdü, kaldırım kenarında ölü bulunan, kimliği belirsiz kaçışların üzerine. Yine de tırnak içine alınmış yalnızlıklara inat teselli kokardı burcu burcu.
Siz, kanadınızı gere gere süzülürken mavilerde,
Ben, dokunamadığım rüzgarınızda savrulan düşlerim yere düşmesin diye,
En yüksek yalanların tepesinde, avuçlarım açık bekliyordum.
Gelen gideni aratıyor, giden gelene gebe kalıyordu.
Sancılarım yüreğimde hapis, tek ziyaretçisi,
yarına bıraktım umutlarımı
duruldum
arkama aldım gölgemi
sevdana koyuldum
yoruldum
özlemin ayaklarımda nasır nasır yuvarlanırken
.../ hala ayrılık kokuyor ellerim
kıyı kent kalabalığıyla süslediğim cahil yalnızlığımı
renkli uçurtmaların kuyruğuna bağladım
onlar uçtukça ben ağladım...!
Her içime çekişte İstanbul’u,biraz daha sen doluyor ciğerlerim.
Tek nefeste üflemeyi asla başaramadığım paraşüt çiçekleri gibi,
uçup gidemeyen sevdalarım, elimde kalıyor.
Kan ter içinde bir akşam üstü düşüyor şehre, son mevsim bahar.
Sarı fısıltılar duyuyorum, yapraklar kendi aralarında kaderlerini paylaşıyorlar.
Derken, yabancı bir rüzgarla göz göze geliyorum. Belli ki evinden çok uzak,
Bir esintiyi paylaşırım hayatla
Rüzgarın sesine katarım ömrümün en inatçı en yaramaz düşlerimi
Kayıp nehirler saplanır göz bebeklerime
Buğulu karanlıklara soyunur ahlaksız gece hiç utanmadan
Kızıl sabahı bekler
-bekler
Şairin kefeni beyaz kâğıt, tabutu şiirdir…
Defalarca ölür, defalarca dirilir…
Ne zaman bir şairin cenazesine gitsem
Şükrüm, şair olmadığım içindir…
Yoksun ya!
Şimdi acıtıyor işte göğsüme çarpan yel…
Bulut karası gözlerimde kalan son damlayı da
sana şiirler yazıyorum ya özlemim hafiflesin diye
sanki… sanki daha mı çoğalıyor ne?
takvimleri üzerime kilitleyip gideli 17 ay oldu
dile kolay
komşularda işkillenmeye başlamıştır
evden çıkmak gelmiyor ki içimden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!