Hatırlıyor musun,
sen ve ben
nasıl koşardık kırlarda..?
Yorulunca uzanırdık
yeşil çimenlere.
Gök yüzündeki bulutlardan
Bak çocuk,iyi bak!
Kara kargalar çalmış güneşi.
Bu kargalar arsız çocuk,pek de akıllı.
Hiç benzemiyor masaldaki kargaya.
Kaptıkları her lokmayı yalayıp yutuyorlar.
Bir kuş kondu
ağacın kuru dalına.
Önce kanatlarını çırptı.
Ağaçtan ses seda yok.
Olmadı,havalandı uçtu.
Bir umut bir daha döndü.
Beni bağışla çocuk yüreğim.
Başının etini yedim.
Büyü,büyü diyerek.
Büyüdük......
Ne bitmez acılar varmış büyümekte.
Kocaman insanlar ne çok severlermiş,
Bugün ilk kez
Soğuk esti rüzgar.
Üşüdüm biraz.
Bağ, bahçe sessizleşti.
Yok artık
göğü yaran kırlangıçlar.
Sevilmeli çocuklar.
nefreti tanımamalı.
Çocuk kalbine dağlamalı acılar.
Yaşamlı,gülmeli çocuklar.
Karartıyorsak dünyalarını,
kirletiyorsak düşlerini,
Dün çocukluğumla karşılaştım,
çıkmaz bir sokakta.
Göz göze geldik.
Tanımadı beni.
nasıl tanısın ki,
bu soluksuz uzun koşuda?
Senin gibi kuşlar da uçup gitti.
Kanatlarından gümüş teller bırakarak.
Oysa ben de uçmak isterdim,
kanatlarımı özgürlüğe açarak....
Ama her seferinde kırıldı kanadım,
yoruldum...
Çocukken hep ev resmi çizerdik.
Pembe panjurlu,tek katlı.
Bacasından mutlaka duman çıkan.
Pencerelerine çiçekli perdeler asardık.
Bir bahçesi olurdu;
Vita yağı tenekelerine dikilmiş
Nasıl pembe görürüm
dünyayı?
Kapkara sırıtırken.
Nasıl gülümsetirim
insanlarımı?
Çatlak dudakları unutmuşsa
Sağlık, esenlik ve 2024'ü aratmayan bir yıl dilerim,
Sevgi, saygı, muhabbetle...
Öğretmenler Gününüzü içtenlikle kutlarım,
Saygı, sevgi ile daima...
Öğretmenler Gününüzü içtenlikle kutlarım,
Saygı, sevgi ile daima...