Gökte ay,dolunay.
Serince bu sonbahar akşamında.
Oturmuşum balkona.
Oy! SONBAHAR
benim büyülü mevsimim..!
Yavaşça veda mı,ediyor ne?
Yağmur vardı bizim oralarda.
Hem de sevdalı bir yağmur...
Özlenen bir sevgili gibi düşüyordu toprağa.
Toprak sevinçten deli divane, yapıştı yağmurun ellerine.
Yağmur kucakladı toprağı yedi renkte.
Toprak burcu burcu koktu.
Melekler sarar seni, umuttan kundaklara.
Yüzüne serperler tüm iyilik dileklerini
Getirip koyarlar incitmeden...
Bir başka meleğin kucağına seni.
Hoşgeldin bebek
Şuraya masmavi bir gökyüzü çizdim
bir de ışıl ışıl bir güneş
Şuraya da mavi bir deniz
içinde sevdiğin balıklar...
Yerle gök arasına
Bu sabah bir şarkı dolandı dilime.
Ezgisi eski,güftesi eski
Pek dinleyeni olur mu, bilmem.?
Sanmayın aşk meşk şarkısı /değildi değil...
Biz tamirci çırağının ezikliğinde içi yanan
Önüme yığılmış kağıtlar
Elimde kara kalemim...
Yüreğim,yazsana diyor
Oysa tükenmiş sözcükler
Düşmüyor tek bir hece.
Rafa kaldırdım yazın savurduklarını.
Rüzgarlara döndüm yüzümü
Yüreğime yerleştirdim sessizliğimi
Eylül susmaların mevsimi..
*
Kendi ayak sesimde duydum kalp atışımı
Evvel zamanlarda biz
Aydınlık sabahlara uyanırdık.
Açılırken pencereler
Gökyüzüne kuşlar bağışlardık.
Yitirdik o bilindik sabahları.
Zor zamanlardan geçiyorum.
İçimin mevsimleri kurak.
Çölleşmiş topraklarıma
can verir mi,dersiniz?
Gözlerimden düşen yağmurlar..
Güneşsiz sabahlara uyanıyoruz
El yordamıyla yürüyoruz.
İliklerimize kadar üşüyoruz.
Hem de sıcak odalarda.
Üstümüz başımız kir içinde.
Sağlık, esenlik ve 2024'ü aratmayan bir yıl dilerim,
Sevgi, saygı, muhabbetle...
Öğretmenler Gününüzü içtenlikle kutlarım,
Saygı, sevgi ile daima...
Öğretmenler Gününüzü içtenlikle kutlarım,
Saygı, sevgi ile daima...