Ne biçim bir hayat bu bizimki si
Ezilen perişan, ezen perişan
Kimsenin kimseye bir faydası yok
Üzülen perişan, üzen perişan...
Hayıra yoramam her gördüğümü
Kanmayın medyada üç beş uyuza
Ben bu işlerdeki en has adayım
Masrafa gerek yok, çıksa ucuza
Ben de bir kasetle piyasadayım...
Sanma ki onlardan eksiğim de var
Tahammülü bitirdin, çoktan aştın çizmeyi
Dönemem bundan sonra, çekmem tasam sen olsan.
Üstüne kadeh koymam, bırak şiir yazmayı
Bir dakika oturmam, çökmem masam sen olsan!
Sessizce süzülüp düşüyor sanki
Bir yağmur damlası, bir yaprak günler
Şimdi yaşadığım öyle bir an ki...
Kim bilir nerede şen-şakrak günler...
Ben miyim kederden, dertten sıkılan
Engellerle dolu garip ömrümün
Sen varsın önünde, arkasında sen
Kader denilen şu dar kıyafetin
Sen varsın yününde, hırkasında sen...
Ne zaman bitecek naz bürünümün
Hayallerim sürgün, ruhum zindanda
Ciğerim sızlıyor, yüreğim buruk.
Vazgeç şu yargısız infazından da
Gelip gör halimi, kanadım kırık...
Öyle etkili ki vurduğun mühür,
Seni benimseyip, bütün milletin
Gözünden, gönlünden sakındım inan
Eğer olmasaydı yersiz zilletin
Sana senden daha yakındım inan…
Dört nala giderken aşk dolu dizgin
Varolan her şeyim artık yoklarda
Tüm şiirlerimi senle bürürüm.
Hani gezmiştik ya şu sokaklarda
Şimdi tek başıma, yalnız yürürüm…
Sensizken tadı yok hiç buraların
Yaşantım bir yerden bölündü, gitti
Dizgini kaybettim, atı kaybettim
Bir bir topladığım umutlar bitti,
Daha ölmeden hayatı kaybettim…
Kalplerde kendime yer kuramadım,
Anlamsız hayalden, düşten, rüyadan
Bak ne hâle geldin Hikmet uyan be!
Ne zevk aldın üç- beş günlük dünyadan
Acıya, kedere biraz dayan be! ...
Eksiktin her zaman, hiç tam olmadın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!