Senin yokluğuna alışamadım
Kendimi dağıttım, saçtım durmadan
Bir türlü bugüne ulaşamadım
Eski defterleri açtım durmadan…
Gel de gör, kimmiş bu aşkta yürekli
Aşka giden yollar kapandı tümden;
Kaya düştü, çamur düştü, çığ düştü!
Derinlere dalıp gitmek isterdim;
Ne yazık ki göllerimiz sığ düştü! ..
04.09.2010
Güz vakti gelince, yıllardan beri
Dökülürüz, farkımız yok gazelden
Çok dolandım, gezdim ileri, geri
Ben beni arayıp durdum ezelden...
Bir yandan çok şanslı, bir yandan bahtsız
Engelci insanlar çıktı önüme
En keskin taşları dizip gittiler
Hızımı kestiler, tıkandım ama
Sanmayın büsbütün ezip gittiler…
Hepsi de âcizdi, hepsi korkaktı
Her türlü haksızlık sardı dışımı
Öfkemi içime kustum da gittim.
Çok defa sabrettim, sıktım dişimi
Hiçbir şey demedim, sustum da gittim…
Bu zamanda kimseye sır verilmez
Eşe, dosta, ele, güne güvenme.
Her yüksek uçana, adam denilmez
Makama, şöhrete, üne güvenme...
Yazılmış kaderi silemeyiz ki
Bunca yıl beraber yaşadım, gezdim
Gönlümün dilinden anlayamadım.
Artık çok yoruldum, usandım, bezdim,
Gönlümün dilinden anlayamadım.
Oradan oraya sürüklese de
Yıllar yılı hiç durmadan eziyet
Çektim ve de hergün çöktüm yılmadım
Şükür Allah vermiş bana meziyet
Derdimi şiire döktüm, yılmadım...
Yaşadığım tüm mevsimler yalandı
Baştan sona dolsun aşkın gönlüme,
Bütün dertlerime son verip gitsin.
Gökkuşağı olsun sevdan ömrüme,
Renksiz hayatıma ton verip gitsin…
Yaşantıma lezzet versin, tuz atsın
Diyor ki içimden titreyen bir ses
Vuslatın yolunu gör yavaş yavaş
Hasret zincirini tam kökünden kes
Huzur duvarını ör yavaş yavaş...
Bu çılgın gönlüme dar gelir kafes
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!