Yumurta topuklum, elma yanaklım,
İlhamı kaşından alırım senin.
Toprağım, hemşerim, Başkent Mamaklım,
Aklını başından alırım senin...
Bana, aşk çölünde düşü andırdın,
Derdinden yıpranmış mazlum gönlümü
İstemem kahredip üzesin artık.
Bitti saltanatın, çık hayatımdan
Aşk konağı değil, müzesin artık! ...
Kalmadı kederim, derdim, tasam da
Şu Avşar elleri sana hasrettir
Gitti gelmez oldu bir Dadaloğlu
Yiğidin derdi aşk, kahrı gurbettir
Dön Çukurova’ya gir Dadaloğlu.
Bekler koç yiğitler, bekler kır atlar,
Binlerce şehidi toprağa serdik
Türk’ün yas destanı Çanakkale’dir
Sonunda hürriyet tadına erdik
Türk’ün has destanı Çanakkale’dir
İmânla tıkadık koca boğazı
Şu anda hava çok efkârlı, sisli
Benliğim bir garip, özüm bir garip
Şarkılar çalmakta kederli, hisli
Benimse ağzımda sözüm bir garip...
Yas tutmuş bir döşek, tam kenardaki
9 Nisan 1981 yılında vefat etmiş olan dedem Hikmet NAZLI’nın anısına yazdığım bir şiirdir.
Kendisini saygı ve rahmetle anıyorum…Ruhu şâd olsun...
İsmini taşıdığım, çilekeş bir öğretmen
Kırk beşinde göç etmiş, göremedim ben onu.
Aklımı yitirdim, şaşırdım kaldım;
Kaybettim, nerede şuur günleri.
Bir zaman mısralar yakın dostumdu;
Terk etti ömrümü şiir günleri...
18.09.2010
Hep oldum olası etkiler beni
İçine yalnızlık ekleyen evler.
Kimsesiz, başıboş, sanki yepyeni
Sırtına tarihi yükleyen evler...
Sorgular hayata bakış açımı
Hasanoğlan erkek halayına atfen yazılmıştır.
Koçyiğitler şu meydana çıkınca
Tutuşsun parmaklar, halay kurulsun.
Halay başı usul usul çekince,
Zurna iştahlansın, davul vurulsun!
Danayı yıktılar, gözleri açık,
Kıblegâha doğru başı çevrildi.
Aniden kalkıştı, her ne olduysa! ?
Zıpladı, kasabın döşe devrildi…
Adam hastanelik, dana firarken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!