Resmi köleler bilip sindirdikçe sindiler,
Sanki siz göktendiniz, onlar çöplüktendiler.
“At da sizin meydan da” koşturun kabre kadar,
Vicdanını yitiren zavallı efendiler.
Kavuşmak elde değil, ne kadar çok sevsen de,
Gitme; tut ellerimden, ben ayrılmam desende,
Her ihtilalden sonra çok gönül suçsuz yere,
Çaresiz idam yiyor bu sevda ülkesinde.
Amaç ihtilal değil, millete suikastti.
15 Temmuz akşamı hem başladı, hem bitti.
Verilen rütbeleri nimet bilmeyen itin,
Kestiler kulağını, hak ettiğiyle gitti.
Kavruluyor Türkmen Dağı, alev almış çınarları.
Çırpınıyor esir Kurt’um, açılmış tüm yaraları.
Al bayrağın, gök bayrağın ve O hilâlin aşkına;
Vur çakala! İbret alsın, üşüşen leş kargaları.
Köle eyle insanlığı bilene,
Muhtaç etme muhtaçlığa gülene,
Bile bile yetim hakkı yiyene
Küfrederken günahımı bağışla.
Fitnelikten huzur bulan kalplere,
Bir “ok”, İki boyunduruk, iki “pazı”, iki teker,
Her gelen oka dolunca yük boyunduruğa çöker.
“Yürüyen kağnıya binmek” baba mesleğin olsa da,
Sekiz tonluk günahınla seni hangi öküz çeker?
Meydanlarda kriz diye ötüp de
Dolar alanlara yazıklar olsun!
Bu ülkenin lirasını satıp da
Dolar alanlara yazıklar olsun!
İçimizde dürüstlüğü bitirip
İlgisizlik sanma suskunluğumu,
Uzat ellerini, ben seni sevdim.
Sözle anlatamam vurgunluğumu,
Uzat ellerini, ben seni sevdim.
İçimde bir sızı var; ince ince,
Çocukken misafirin yemesini beklerdik;
O hepsini yemezdi, kalanını biz yerdik.
Biz halâ bekliyoruz, seni misafir bildik;
Hepsini yeme emmiii !.. “Gözümün iti dalar”
Nimeti döke saça yiyenleri cin çalar.
Bana sadeliği anlatma gardaş,
Dördüncü Ova’nın gözünde doğdum.
Doğal toprakları besleyen o taş;
Medetsiz Dağı’nın düzünde doğdum.
Eğdirme, boşalmaz gönlümün tası;




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!