İnsanlara hizmetin tek yolu siyasetmiş?
Sanırsın ki; Ülkede hizmet alanı bitmiş?
Saygı, sevgi, mertlik de güzel hizmettir ama
Kokuşmuş siyasetler hepsini berbat etmiş.
Üşüyorum, ağustosta kardayım,
Bir nefes ver, ısıtmıyor kor beni.
Sol yanını hissedecek yerdeyim,
Tut elimden, yüreğinle sar beni.
Bahar ol, bağrımda açılsın güller,
Mikrop var! Mikroplardan tedirgindir ahali,
Mikroptur, karanlığın aydınlıktaki eli.
Bir mikrop ki; babası “ithal mama ürünü,”
Kendisi hastalığın kronikleşmiş hali.
Kokuyu alan geliyor, toplanıyor birer birer;
Karada pis mahlûkatlar, Akdeniz de dev gemiler.
Doyduğunu bilmesinler, “ot yiyoruz” deme çocuk!
Onu da elinden alır pusudaki haramiler,
Bilir misin senden önce kaç medeniyet yediler?
Adalet tekmelenip ilme parmak atılır.
Dişlendikçe “oy” deriz, sussak tırnak atılır.
Devlette Tıp ve Hukuk hak edenin olsa da
Özelinde zenginin tembeline satılır.
Ne din bilir, ne devlet, ne adaletten anlar,
Kaymakçı zihniyetin türettiği piyonlar.
Her temizlik zamanı bunları süpürürken,
Süpürgenin sapına dolar “bukalemunlar.”
Ver “topuna” – “alayına”
Çal mehteri! Hoş geliyor.
Kim bastı kuyruklarına,
İnlerinden ses geliyor.
Yolumuz uygarlık yolu,
Dalından kopan yaprağı
Ayak ezer, yel savurur.
Sahiplenmezsen toprağı
Harmanını el savurur.
Yürekten değilse bir ses,
Resmi köleler bilip sindirdikçe sindiler,
Sanki siz göktendiniz, onlar çöplüktendiler.
“At da sizin meydan da” koşturun kabre kadar,
Vicdanını yitiren zavallı efendiler.
Umut yollarında kar çiçekleri,
Açtı gayrı bahar vakti yakındır.
Yaşandı gecenin tüm gerçekleri,
Geçti gayrı seher vakti yakındır.
Sevdalar, umutlar ve tüm dilekler,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!