Esti rüzgar, geldi bulut, gürlemeden yağdı zam
Çöktü mertek, çöktü hezen, çöktü tahta çöktü dam
Baştan başa yere battı evdeki orta direk
Üzerine tüm gücüyle yüklenince bir adam
Sabah erken idi, yarı karanlık
Kalktı yatağından benzi sopsoluk,
Kadın sordu: bey nereye yolculuk?
Dedi şehre, ver abamı soğuktur.
Buna şükür, yüce Rabbim büyüktür.
Ovada birlik olup baharda ektik darı,
Dopdolu umutlarla bekledik sonbaharı.
Aç kalmasınlar deyip hepsini yedirdik de
Gene doyuramadık bizim kel kargaları.
Meleğim, sultanım, canım, cananım,
Muradım, dileğim, kışım, baharım,
Aşkınla yanarım kalbimde yerin,
Sevdalı gönlüme hoş geldin otur.
Çiçeğimsin, has bahçemsin, bağımsın,
5 Ekim Pazartesi vakit öğleden önce,
Öyle bir halt yendi ki; hayret ettim görünce,
Beş – on vekillik için bir milli eğitime,
Üç kuruşluk adamlar pislik saçtı gönlünce
Aşka güller açtırdım, bülbül derken kış çıktı.
İnsanlığa güvendim, umutlarım boş çıktı.
Gözyaşımla sulayıp büyüttüğüm fidanın
Bahardaki çiçeği, yaz gelince taş çıktı.
Tahlil için idrara, kana, filme gerek yok,
İçindeki her şeyi gösteriyor Facebook.
Kimi sevgi bulunca ciğerini paylaşır,
Kimi de doymak bilmez, çünkü; onun kurdu çok.
Dürüstlük ateşteyse korkma bacasına gir,
Bencilin ne gündüzü, ne de gecesine gir,
Adam zihniyetini çevresinden gizlerse,
Çarşıda takip etme, üç gün Face’sine gir.
Bizde hal mi kaldı yağmalanmaktan,
Öldün mü, yıllardır nerdesin beyim?
Çulumuza düştük dürüst olmaktan,
Görmez mi gözlerin, kör müsün beyim?
Bizi büklüm büklüm bükerken hayat,
Uykuda uyardı çınlayan bir ses
Diyordu, yakışmaz bir Türk oğluna.
Tekrar ediyordu hep nefes nefes
Diyordu, yakışmaz bir Türk oğluna.
Ürperdi tüylerim hep diken diken,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!