Bırakılmış damlalar sağanaklarına dayanmadı bağrım.Sensizliğin kayası eridi. Erişilmez benliğinin mumyası yüreğimde sürüklendi, acıların okyanusuna sürüklendin.
-Yoksul yunusun komşusu oldum.Balinalara karşı sevi sözcüklerimi teslim ettim kabarcıklara.
Bir damla hasretin sıcağında, aşk ıslatmaya gayret ettim.
-Alabora olduğum yokluk denizinde egolar şişme bot olarak sunuldu. Yenildim haklı ya da haksız olarak.Haz, kutsal kitapların bahsettiği, içeriksiz dünya yüküdür. Nedensizliğin ilacı ben değil miyim.
O kendini biliyora ithafen...
Yine bir rulet gibi çevrimdışı kaldığımız uzakların uzunda dönüyor dünyam. Seni yaşamak için oynadığım ruhsal kumarın kazancındayım. Göremediğime şifalı otlar gibi yeşerdim bahtın salık verilmiş en özel toprağında.
Aşk dönüşen yaşamanın en özerk yerinde bağrımın sofaları açılır sana. Gonca bir gül gibi süzülür y’adın. Bir ömrü ütülercesine gelen sevgi ütün içsel bütün kırışıklarımı düzeltir.
suyun ateşni gizleyen özlem kumrusuydun
hıçkırığına teslim olmuş kanatlarım vardı
eriyen sensizliğimi taşırdı
yargısız insafsız gidişe yanaşırdı gerçekler
sargısız bir yaranın kabuğuna işlenirdi işveler
okşanmış ötelerin filizinde renklenirdi gelişler
Şefkat , kadının içinde kat kat büyüyen en özel ve her daim olan duyudur. Şefkatin gökdelin gibi olduğunu biliyorum.Nefretlerin sürekli sızsa da denizimize senin o müthiş yüreğinde bitmez tükenmez şefkatler ar. Bir katında beni affedeceğini biliyorum Tinna.
Yürek ayıran ayraçları kapattım. Bizim cümlemizde ayraç içlerine alınacak eş anlamlı tek sözcük yine sensin.
-Geçmişi geçmişte unutan zamanın amansızlığında sızılarım var.
Yara taşımaz geleceğin aşk pervanesinde esintiler besledim.
-Yaryüzüne emanet ettiğim sevdamı da bırakıp gidiyorum kendime.
Senin yüzünden okunmamış,yaşanmamış sevdaların yazgısı var gönlümün heybesinde.
-Zelil olmuş; ama zelal kalmış helalliğinin r’ayından gözlerinin yazdığı romanı okuyarak seni seven kendime gidiyorum.
*Var git sen de benliğini teslim ettiğin içsel bohemlere.Acılarını kesen giyotinlerle kanasın yüreksiz yolculuğun.
-Bu yalnızlığın derebeyliklerine bey kalsam da yıkılmaz yürek devletim. Bey olmakla aşık olmak arasındaki her bağıntı ,her örüntü benzerdir.
Şimdi sensizlikle yarıştığım meridyenlerimin arasındaki zaman seni anlatamaz oldu. Grinviç sen misin Bennara… Sensizliğimin zamanı neden hep senle başlıyor.
En zehirli bir yılan aşkımızın en güzel yatağına atmıştı.İhanetin zehrini akıtmaya mutsuz geçmişime takvim takvim dökülmeye hazırlıyordu.
- Ben balta girmemiş ormanların kentli tarzanıyım.Kendi ellerime sen aşk ceylanımı verdim gidişlere.
-Tarzan olarak şimdi yeniden gelmene bağırıyorum. Yüreğimde hiç balta girmeyecek ormanlar büyür. Hiç kimsenin yeşiliyim. Hiç gelemeyeceğin, hiç benim olmayacağın yeşillerin eşiliyim.
- bilmediğin bir şey vardı sevgilim, ben Ankara’ya senden sonra hiç sevmedim. Sen oralısın, sen orda doğdun diye. Önceler sevdiğim kentken bir zamanla adım atmam dediğim, yüreğimin haritasında sildiğim bir kentti.
-Oysa ben İstanbul’u sevmemem gerek. İstanbul’ da ağladın can kırıklarına, İstanbul seni benden aldı. İstanbullu bir gayyada seni kaybettim.
- Pişmanlığımı temize çektim, çekimli bütün fillerin arasında. Geçişli güzel günlerin cümlelerin çatısında gönül evimizi kurduk.
*Dokunmatik telefon gibi hemen dokunmakla aşkına ulaşılmaz biliyorum, senin baz istasyonun yüreğin, yüreğin de aşk tellerine bağlı.
-Tam seni seviyorum diyecektim, aradığınız kişinin kalbinde sorun var diye tele sekreterin sesi geldi.Tele kızların ağından konuşmak bana yakışmaz sevgilim.3G gibi her yerde, yarde değil, yalnız yüreğimde net çekmelisin.
*Hadi beni ağlarına kat, hadi iletişimin dilinde konuştur beni.
-Ulaşamadığınız kişiye şu an ulaşabilirsiniz mesajından sonra can kırıkların bitmiş, bana hazır oluşunun mutlu haberi gelsin.
Aşk ve büyük başarılar riskin selleriyle akar her zaman.Risk ile rıfk arasında kalmasın cemalin.
*İlk defa görüyormuşum gibi son kezlerini yaşıyorum. Yaşamak neden böyle bulmacanın cevaplarındaki gibi bağıllarıyla var.
-Hiç anlamadıklarımız hani bulmacanın siyah karesinde bilmediğimiz gerçek gibi.
-Ruhunu kaybediş oyunu var. Bir çocuk gibi aşka sarılmış bir büyük işte.
Yetişemediklerimizin mazisiyim.Her şeyim orada saklı.Yetişemediklerimi hayalin altın sayfalarında okudum.
-Sana yetişmek içinmiş meğer kaderimde saklı kalan her şey.
Acemi bir aşık çarpmasıydı kalbimin. Kalbimde kemik yok; ama en çok o kırılıyor sen karşılıksız ilgilerini salınca.
-Kilitli kalakalışlarımda ağlaşıl özlemlerim birikmiş.Bir damla ile ömrümü ıslattın.Şimdi kim gülse senin ağlayışını tümlüyor tezatlar.
Ses geçirmeyen ruhumun derinliklerinde atomların bağırır.Patlamaz; ama parçalarcasına bir ses var içimde. Perişanlığımı yaşatıyor veballer.
Boşlukta hoşluğuna çarpan algıların şifrelerinde açılıyor umudum.Bir umut ile bir kerene dileniyorum.
sergin bir aşkın ateşinde gün oldum
kapattım y’araların güneşini
gözlerin güneş oldu sevda ocağıma
sözlerin yıldız oldu gecelerime
piştim kendi meramlarımda
söz nehre aşka bağra ben sana akarken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!