Kapkara bulutlarla kaplı bir gece,
acımasızca çakan şimşekler
ve inadına parlayan bir yıldız...
Sabah ayazında iki sevgili,
kumsalda ışıl ışıl bir güneş...
Uçsuz bucaksız okyanuslar...
Fırtınada bir deniz...
Gözlerin rıhtıma vuran dalgalar.
Hayallerim okyanus,
gerçek olanlar
bir elimde bir parmak kadar.
Avuçlarımda eskiden kalma hıçkırıklar...
Küçücük bir hevesti önce;
sonra yalanlarla süslendi.
Sonbaharda dökülen yaprakların
rengini aldı utanç dolu yüzler.
Alaca karanlıktaydı
Yaşam akıyor gözlerimden;
Makinist yok!
bu film de kopmaz zaten!
sen'li zamanlarda bir ben olmak
istiyorum,
sen'li zamanlarda mutlu bir ben.
Bir kucak dolusu umut getiriyordum sana
oysa sen anlamsız bir savaş ortasında barut kokuyordun.
Acımıyordu yüreğin bir kucak dolusu umudu bir
mermiyle takasa.
Belirsiz bir tarihe erteliyordun buluşmayı,
Issız ve loş bir sığınakta sen barut kokuyordun
Unutursun gülüm,
her sabah yüzüne gülen güneşi;
bir sabah gülmediğinde,
o en güzel dolunay manzarasını,
hilalse ay bu gece.
Unutursun gülüm,
Korkuyorum sizden!
Biliyorum aynısı olacak yaşananlar,
yaşanmışın.
Bir kalp kırıldığı sanılacak,
belki de ara sıcak
'Daha iyilerine layıksın' falan.
İçime doğuyor
sanki birazdan öleceğim,
derin bir sessizlik dışarıda.
Pencerem açık,
sanki esintisi vuruyor yüzüme
bu son rüzgarın
Dostlarım! ...
kalbim ve gözlerim
dayanmıyor daha fazla
yazmaya.
Bir ant içtim,
dönemem artık sözümden.
Çarşafa mı girdi sabahlar,
ki biz karanlığa ışık tutma telaşındayız.
Bırak bu gece hür olsun
kapitalist duygular,
herkes aydınlanacağı kadar
mum bulsun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!