Karaman Onunla yaşar,
O Karaman kokardı,
Saçlarında elma çiçekleri,
Gözlerinde Yunus Sevgisi vardı,
Bir yanı engin Karaman ovası kadar geniş
Bir yanı Toros Dağları kadar sertti.
Sevmiyorum deme;
Seversin...
Hele bir ayrı kal anadan, babadan, yardan
Hele bir tat gurbetin acı zehrini,
Hele bir gör evlat hasretini;
Keşke BEN;
SENİN yerinde olsam...
SENİN yerinde olup da
Sonsuz sevilmenin tadını yaşasam...
Laf edip durma:
İmama, camiye, hocaya, hacı emmiye.
Bindirirler bir gün
Dört kollu o yeşil gemiye.
Götürürler anlamadığın dua ve tekbirlerle,
Ezanından,
Gideceğim elbet bir gün
Bir nefeslik bu dünyadan
Sevgilerim kalsın sizlere
Dertlerimi de alır giderim
Yalınkat ve dosdoğru yaşadım
Bir rüzgârın tülden eteklerinde,
Yıkarken dalgalarını deniz
Dilimlenmiş dağlardan akıyor hayaller.
Martıların, kupadan arabalarla çektiği
Bulutların arkasına,
Bir firara hazır gün ışığı.
Mekânı zamanla kaynatıp bin bir rayihayla bir kazanda,
Toprağı mübarek, suyu Kevser bu şehre Karaman demişler.
Rızıktan öte, bin bir hasadı devşirmişler bu harmanda,
Üstüne gümüş kubbeler, kalem minareler serpmişler.
Düşen her yaprağı bir filize can olmuş yeşermiş,
Kar yağıyor ve ben
Seni seviyorum
Yağmur yağarken de
Güneş açarken de
Seviyordum seni.
Bir kelebek zarafetinde,
Bir kelebek sessizliğinde
Giriverdin fani ömrüme.
Renklendi dünyam,
Aydınlandı hayallerim.
Bir umut getirdin kanatlarında
"Kötü adam değilsin be Nazım
Görmem gerekeni görmüş,
Demem gerekenleri de demişsin.
Hakkınca yaşamamış,
Epey çile çekmişsin.
Sağlığında sevilmemiş,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!