Sıralanır kat kat bezler bedene.
Gizlenir altında ölüm ve yaşam!
Giyenler bir baksa çıplak gidene,
Anlar nerdeymiş o asıl ihtişam!
Renkten renge girdim bilmeden eller,
Ne sel olup aktım ne de duruldum.
Mızrabı göğsünde eğleyen teller,
Gönlü de avutsa vur demez miydim!
Dil ucuyla bile sorulmaz halim.
Nere gitsem taşır içinde seni,
Kendinden ayırıp ver beni beni.
Tutup sıyırsam da gölgemi tenden,
Sana düğümlemiş ser beni beni!
Kaldırıp elini 'Git! ' demeden bak.
Gözlerim buğulu,gözlerim ıslak.
Bozma tadımızı böyle derinden.
Gönlünden çıkarıp etme yerimden!
Ne zaman giripte kaldın bu denli!
Yıllardır taşıyıp yeni hissettim,
Başımda aklımı,göğsümde gönlü,
Paslı bıçak gibi battığın zaman! ...
Oturmuş dem vuruyorum özlemden,
Gelirken şiir gözlü bir akşam,
Küle öykünürken bu sevda,
Bu ayaz,serseri havada,
Sana 'gitme','özlenirsin' demek,
Çok geç artık gittin!
Tavandır Gök Kubbe dertli başıma.
Şu zayıf bedene aşk koca bir yük.
Bakıp da aldanma şu genç yaşıma.
Çırpınan bu gönül derin ve büyük!
Tabandır boz toprak çıplak ayağa.
Ne konuşmaya gelir yağmur ne de susmaya...
Göğe dikip gözümü geldiğin yere baksam.
Gururum tövbe edip el vermiyor kusmaya...
Bedenime düştükçe ben de içime aksam!
Sen ki gelen en yakın, Özlenen'den bir kaç iz.
Saçların ne eşsiz bir bahar öyle
İçinden sarı gül deresim gelir
Unutmak mümkün mü ölmeden söyle
Aklımı önüne seresim gelir!
Yanağın pespembe tomurcuk bir gül
Hayatın sillesi yiyene ağır.
Tokat darmadağın; yüz darmadağın!
Teselli etmeye dünyayı çağır.
Sakat darmadağın; düz darmadağın!
Kılıç kuşanana at binenedir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!