Kendimi gölgeme bile hep uzak hissettim
Bilmem senin sevdanı neden tuzak hissettim
Bir yabancı gibi bakarak gittin hayatımdan
Kul köleydim sana, kıymetini bildiğim nerdesin
Kalbim bu aşkta mahir usta, sense sanattın
Kul Derviş Alimin emaneti
Ne vefalı çıktın hatunum
Ne kula minnet ettin ne pula
Ne cere meylettin ne çula
Ol iki cihan otağımız olsun
Ömür yetmedi de ziyana düştüm
Savurdular beni beni kül gibi
Bir garip hezeyana düştüm
Daha da düşecek neyimiz kaldı
Her günüme zehir verdiler
Oğul azar eyleme atanı
Gün gelir oğlun kızın azarlar
Yaşaya gör yarına
el azarlar bey azarlar
Ben düşsem de
Bir hicranı badeden içen dilim ol
Yedi kat semaya açan elim ol
Halim ol selim ol
Ol da gel öl de gel göynüme
Bakıp ta gördüğün gözüm ol
Kapadım gözlerimi açsam bütün âlemdesin
Söylesem nasıl söylenir dökülen kalemdesin
Aşkın cefadır gönül kazanında son demdesin
Demlendikçe kandil gibi eriyip duran oldum
Biter mi benim hasretim sen olsan da
Derdime eş, dost mu oldun
Namert ilinde taş atan atana
Ayağım tozuna post mu oldun
Döşek minder, yatan yatana
Kolsuz gömleğe kol mu oldun
Yar yerine koysaydın yar bana inat
Bir bakışınla dirilir gönlümde kainat
İster sakla ister oku istersen yırt at
Hazana ermiş güzüm olma yeter
masamda üç beş mısra sen gidince
Bazen celladı olur düşlerin aynalar
içimdeki çocuğun beyaz ömrüne
dadanmış bakışlarla yanyanalar
herkes birini saklar kirpiklerinde
düşsün diye sevinerek gözyaşına
toza bulaşmış raflarda hasret
Benden geriye ne kalır seni çıkarırsan
Bari iki damla gözyaşıyla uğurlasaydın
Gün gelir hatıralarımıza bakıp anarsan
Son kez gönül hanende ağırlasaydın
Yan sende neyi sevdiysen onun uğruna
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!