Bilmem bensiz erdin mi muradına
Gönlümün geçmez hüzün derdine
Bir gün göçüp gidince ecel yurduna
Bir kürek te sen atsan ne çıkar
Geçip giden ömrümün bir kuru ahına
Bir yanımı da alıp götürdün be İsmail’im
Bu olmaz yükü sadece bana yükleseydin
Tamamdı,
Oğluna yükledin sevdiğine yükledin
Yirmi iki yıl oldu dost dostuna bunca çileyi
Gamı derdi bırakıp ta gitmezdi İsmailim
Sevda cenginin yendiği isimsiz bir neferim
Aşk kavgası senle başladı bitmez seferim
Kalmadı dermanım düştüm kesildi ferim
Yorgun gönlüme bir teselli versen diyorum
Katran karası saçlarından tel tel öptüğüm
Defterime şerh düşülüp yaftalandı
Kefen biçilip mezarım tahtalandı
Ömür geçti bir yalancı talandı
Sorsalar halımı boşu boşuna
Hal bilmez ne bilir haldan hala
Vakti doldu sona geldi sözlerim
Güzden bahara dönmez bu devran
Hal bulup sır erip yolun gözlerim
Yazdan kışa sönmez bu devran
Gün be gün ilmikle yıllarını örersin
Hasretin gergef gibi dokunurken
Daha adın konmadı yüreğimde
Bu sevda, sen ben yokken düştü
Aşkın toprağı ile yoğurdular beni
Zühre sönük kalırdı avuçlarımda
Züleyha’nın sızısı düştü bahtıma
Çocuk yanımla sevdim seni
bir yanımın yarım kalan beyazıydın
bir tarafımın zemheri ayazı
Sezen Aksudan Firuzeydin
Şükran Ay dan gelinciktin
inceciktin.
Beni güzel hatırla ömrümün gülü
Sarıp sarmaladığım gül yumağı
Ruhu ruhuma eş yoldaşım hatunum
Dik yamacım
Aşkından başka da olmadı amacım
Gönlüm gönlünle akşamlarda mest oldum
Bir ahunun gözlerinde biçare derdest oldum
Bitse kışım, gelse bahar, doğsa güneş
Seni börtü böceğe methederdim desene
Ben bilirim ruhun da ruhuma eş
Gelseydin gönlünü fethederdim desene
Kapama gözlerini bakışların beni ısıtır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!