“Elif” gibi sevdim seni
dümdüz, riyasız, yalansız
gönül çalan mıydın?
deniz gözlerim akarken apansız
düşler bahçesinden düştüm
biliyorum biliyorum sen bana düş”dün
Bir gün ansızın ölüm haberim alınca
Sana ben kokan hatıralarım kalınca
Benden sonra her şey öksüz olunca
Üzülme emi kavuşmak mahşere kalsın
Yuvamın kıblegahı yönüm sana dönsün
Demek gidiyorsun.
Tasını tarağını topladın
Gitme diyemem
Adına yazılmış bunca şiirleri
Kururken şimdiden gönlümün nehirleri
Kal desem, kalmayacağını bile bile kal
Seni içime çekeyim de öyle git
Belki bir daha rüzgarlar esmez
Bilmem ki ne dindirir yokluğunu
Hasretimi şiirler bile kesmez
Akmaz kuruyan gönül pınarımı
Aşıklar meclisinde yan yana diz dize
Oturup dem eyledik gönülden biz bize
İki kaşın arası gibi yârim ile göz göze
Gül bahçesindeki gülümden kime ne
Yaşarım adem içinde ne bilir hal halimi
Ellemeyin ilişmeyin bu aralar bana
Kem söz söylerim gücenip kalırsın
Yoruldum da anlayan olmaz halimi
Kime yüklesem alır bilmem vebalimi
Konar göçerim varmı yerim yurdum hey
Unuttum adının olduğu tüm lisanı
Gözlerinden kayıp, su gibi akınca
Yollar da tutar mı sanırsın insanı
Gideni gitmeye mecbur bırakınca
Al azığıma koyduğun her hatıranı
Yokluk Adem den kalma
kara sabandan gelir alın terim
Havva anadan beri sürgünüm toprağımda
körelmiş imanım, bitmez ekinler, ellik elimde
ambarım da öşür faresi, kırk haramiler
kalleş rüyalar böler uykularımıda
Utanırdı Mecnun Leylaya bakmaktan
Korkarım yüreğin vuslatı bile tehirler
Usandım mı zannettin sana akmaktan
Kurudu bir bakışınla denizler nehirler
Çatlardı beni tanısa Zühresi Ferhadı
Sapı samandan ayırmadan
Danenin faydası olur mu
Bu adam mıdır deyip kayırmadan
Harman etsen ne çıkar, ekin eksen ne çıkar
Vakti gelmeden öten horozun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!