Sür gemini kaptan, meçhule doğru
Tek kişilik biletim var, sorma soru
Bana bir çay getir, rengi kopkoyu
Varıp gidelim, sonsuzluğa doğru.
Benim bir derdim vardı kaptan, dertten büyük
Sen sür gemini, derdinle, bölük bölük
Söylesene, nesin sen gurbet
Çilekeş şaire şiir mi?
Söylesene, nesin sen gurbet
Yoksa, gönül burkan fikir mi?
Gitmek isterken uzaklara
Bir hayalle başladı, bitmek bilmez bu sevda
Alın yazımda çile, kaderim cenk ve kavga
Artık saçlar bembeyaz, ruhum onulmaz hasta
Her salise hüzün, her saniye sürgün hayat
O hasretle beklenen, kimselerde kalmadı
Takvimler, o kutlu güne hazırlanıyordu
Kuşlar, gelecek yolcuları bekleşiyordu
Örümcek, ağını, ilmik ilmik örmüş
Tüm varlık, sanki olacakları görüyordu
Zulüm, artık doruk noktasına ulaşmıştı
Boykotta, çilekeşler, aç ve sefil kalmıştı
Kimbilir, belki de bir gün
Güneş bizim üzerimize de doğar
Bir gün gelirde belki
Karanlıklar kalkar üzerimizden
Sonbaharlara elveda derken
Yürürüz aydınlıklara doğru
Dön bir bak geçmişe, ne diyor tarih
Zulme susanlara, yazıklar olsun
Özgürlük sofrası bir leş, bir kerih
Fikrimiz tekbirle, sünnetle dolsun.
Bir karar ver artık, kimsin sen, nesin
Durunuz durunuz, tüm yolların sonu ölüm
Yazıktır kendinize, ettiğiniz şu zulüm!
Ölüm gelecek elbet, hiç umulmaz bir anda
Saniyesine kadar, belirsiz bir zamanda
Memleket hasretiyle, çarpar durur şu kalbim
Her gece ağlamaktan, gözlerime düştü kan
Hasretliğe dayanmaz, durur bir gün bu kalbim
Bir seyyah olup gezdim, bulamadım hiçbir han
Yıllar geçip gitti de, yine dinmedi hasret
Sizi ne zaman görsem, dert ile ağladınız
Derin deryaya dalıp, nur gibi çağladınız
Sizler bu yüreğimi, aşk ile dağladınız
Bakışınızla beni, düğümsüz bağladınız
Sağa sola savruldum, anlayamadım ilkin
Sevdadır benim adım
Garip sofralarında tek kişilik yerim hazırdır hep
Ülkülerim vardır değişmeyen
Masmavi gökyüzünde dalgalanacak, yalnız benim bayrağım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!