Bir çift göz uzaktan seyreder beni
Bülbül mü aşık güle yoksa gül mü bülbüle?
Sevda dediğin muhabbetsiz olmaz
Lütfet de gelelim artık sevdiğim diz dize
Aşk uğruna döner şu felek ezelden beri
Dalgalar vursun kayalıklarına kalbinin
Olurya yumuşar o taş kalbin
Belki görürsün sana olan sevgimi
Kim bilir? Sende seversin beni
Güneş vursun buzullarına kalbinin
Sevgili!
Attın beni dipsiz kuyuya
Bahtsız Yusuf misali
Bıraktın gittin karanlıklarda
Alıp kanlı gömleğimi
Ehl-i tasavvuf der erişmek için kemâle terk eyle cânı sen
Nasıl terk eyleyeyim cânı bilmezler cânım sen iken
Değil dağlara, sığmaz benim aşkım dünyaya
Ne Leyla ile mecnun ne aslı ile kerem
Gerçek sevda bende onlarınki hikaye
Tek isteğim zâlim yardan yalnızca vefa
Âşıklıkta yanarmış taş gözyaşı yanarsa
Ne kadar zaman geçti bilmem
İlk defa bunca uzun baktım,
Yaşamamın tek sebebi
Ab-ı hayat yüzüne
Bunca uzun baktıkça sana
Bu uçsuz bucaksız görünen denizin
Vardır elbet bir sahili
Sahilde ben
Benimle beraber yalnızlık
Yapayalnız bir sahilde ben
Sakarya gibidir yârin enzarı
Hep bulanıktır
Ne sevdiği belli olur masum yüzünden
Yokluğundan beridir gölgelerdeyim
Her yer karanlık, ışığa hasretim
Açmaz oldu balkon da çiçekler
Doğan her güneşi sensiz yok bilirim
Gözlerim yollarını her an ağlar gözlerim
Bir sonbahar günü
Yaprakların sarardığını görüp gözlerin ıslanınca
Yıldızlı bir gecede
Suya akseden mehtabı görüp yüreğin sızlayınca
Bir gün sahil kenarında
Yapayalnız kalmış kabuk görüp duygulandığında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!