şu göğsümü açsam dert elvan elvan
bilmem hangisini arz edeyim ki
kalem alıp yazsam olur bir divan
bilmem hangisini arz edeyim ki
koynumda beslenen yılanları mı
baktım da sensiz bu kaçıncı hazan
kaçıncı gece ki yine uykususz
bir fırtına kopar içimde bazen
taş gibi kalırım hissiz duygusuz
kendimi hep yalnız bildim yıllardır
Nereye koşar durur böyle bu kötürüm dünya
Hangi rüzgâra kapılmış gider acep insanlık
Sağanak günahlarla yıkanırken el ve yüzler
Her gün başka bir zulmete çağırırken sözler
Ve her şey yaşanırken bir anlık hevesle
Kimi kârdayım sanır gününü gün etmekle
Cefa şifa buldu sabrın sonunda
Dertlere devadır gözyaşın senin
Bir peygamber izi yürür önünde
Bin hatıra saklar her taşın senin
Nebiler süslemiş birçok köyünü
Çürük ipe tesbih diye
Hayal dizdim...
-Ya tutarsa
Kafdağı’ndan bir cüceye
Bir fil yüzdüm...
-Ya yutarsa
Kalbin köz köz yansa bile,
Uyutmayı bileceksin.
Çekilir mi bunca çile?
Unutmayı bileceksin.
Menfaatle gelenleri,
Kara bir gün kara haberin geldi
Bir hançer saplandı döşüme Reis
Keş Dağları seni bizlerden çaldı
Sanki bir çığ düştü başıma Reis
Beklemek çok zordu zaman donmadı
Dost bildiğim bulutlardan
Yağmadı kurak gönlüme vefa yağmurları
Yine çatladı gönül ülkemin bozkırlarında
Gözyaşıyla suladığım çorak topraklarım
Çatladı yine sabrımın kabuğu
Göğsümü yarıp uyuttuğum hicran çatladı
Sen, arı gibi çiçek, çiçek dolaşan,
Sen, aşkı sevgiyi hiç, hiç anlamayan,
Sen, bir başka adısın vefasızlığın,
Sen, bir başka türüsün insafsızlığın,
Sen, fecri kazibisin ufuklarımın,
Sen, vakti hazanısın umutlarımın,
Mutluluk istedim, ıstırap değil,
Şu seven dünyamı yakıp ta gittin,
Teselli bekledim ben bu sevgiden,
Bütün ümidimi yakıp ta gittin.
Gündüzü geceye çevir mi dedim?




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!