Geçmiş zamanları çalıyor hüzün
/ Binbir serzeniş
Eski resimlere takılır gözün
/ Solar meneviş
Aldı bizden ruhu bitti sanatkar
Misafir yaşıyorum, yurdumda gurbetteyim,
Birkaç damla kandayım, birkaç kilo etteyim,
Sılaya varmak için istasyonda beklerken,
Dünya ile dertteyim, yar ile hasretteyim…
-Sevgili anneme...
Giderken,
Emanetin bende kaldı…
Uykusuz gecelere sattığın ömrün,
Kanatlarının altında,
Yanık bir et kokusu rüzgarlarla savrulan,
Çöl yanığı bedenler güneşlerde kavrulan.
Yitik saltanatların, hayalin büyük tahtı,
Nerelerde bulunur kayıbın kara bahtı?
Kavli leyla mıdır dolaştıran aşıkı
Leylim Leyla mıdır meyli leylanın?
Saltanatlar yıktık burçlarda kurusıkı
Silahı ki mermisiz değdi leylanın
Uzaktan uzağa şakırdayan su,
Bize ötelerden haberler verir.
Toprakta çatlayan tohum kokusu
Bahardan sımsıcak selam getirir.
Beynimi cımbız cımbız kurcalayan bir fikir
Sevgiyle yaklaştığım, keskin pençeli tekir,
Dört yanımda kuşatma, esir alınmış ruhum
Tek çaresidir Allah, onu anlatan zikir
Tükenmişim anım yok, zaman yıllara uzar,
Nefesim alev gibi, içimde yangınlar var,
Baykuşlar mekan tutmuş, şu tutuşan bahtımda
Gül hazin bülbül ağlar, bahçelerim tarumar…
Gece gündüz, hayat ölüm, su aşa,
Yol engelli, takılınca bir taşa,
Sert gelmesin bu cevizler süt dişe…
Nefeslerle tartılan yol, bir anlık…
Uzakları yakın eden tren var.
Ruhumla ve gölgemle, su gibi akarsınız
Söyleyin bana yollar, nereye çıkarsınız?
Yılların ve yolların ayrıldığı son günde,
Bir beden bir teneşir, dostluğu yıkarsınız…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!