Beni bana terk ettin alev alev bu tenim,
Gözlerim soğutmadı, gene yandı bedenim,
İklimsiz mevsimsizim, günden aydan habersiz,
Ve çağları aşta gel, zaman üstü sevdiğim…
Merhum Abdullah ÜNSAL için
Yitik bir ses, çevremde dolaşıp duran zaman…
Uçarak buharlaşan, gökte gezinen duman.
Kalbimdeki ritimle, saati kuran bilir…
Yol biter, zaman durur, tıkların bittiği an…
Hafakanlar içimde patlayacak bombadır
Kuşatmış içten dıştan tepemde çelik çadır
Huzurlu yaşamanın kaygısı ayrı bir dert
Huzursuzluk bedeli kırk sopa kırık satır..
Neylersin olmuyor ki, bu akıl çok bu başa
Sızıyı hissetmeyen hiç anlar mı yanmadan?
Hasret çeken insan usanır mı anmadan;
Solumazsa ciğerim, memleket havasını,
Gözlerim açık gider, doyasıya kanmadan…
Gözleri var yalnızlığın iliklerimizde
Dudaklarımızda korkunun uçuk rengi
Yaşayormuşuz gibi kaygısız akşamları.
Gözleri var yalnızlığın iliklerimizde
Suratlara ayna oldu çocukça oyuncaklar
Zihnimi kalıbında donduran bir buz musun?
Kelebeği çiçeğe cezbeden bir haz mısın
Büyü yapıp aşkına, diyar diyar gezdiren
Arı gibi ballara yönlendiren giz mısin?
Kararır gündüzler geceler uzar
Ölüler dirinin mezarın kazar
Çok gördü bu şehir, Allah’ım verme
Kem gözlerden koru değmesin nazar
Zaman zaman bekleyen ve çağıran topraklar
Bütün kiri günahı insandan toprak aklar...
Gerçekler görünmez de bin türlü düş görünür
Dünya, sonunda kabir, gene de hoş görünür.
Halay çeker oynardık düğünlerde toylarda..
Aslan yelesi kollar, uçuşan kanat düştü.
Mermi hızıyla koşan, şimşekler gibi çakan,
Gün ışığı yarışan bedenden sür’at düştü…
Okyanusta sudan dağları gördük,
Nuh'un tufanına küçük misaldi,
Çelikten, batmayan gemiler ördük
Dosta hediyeydi, dostla visaldi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!