Halil Gürbüz Şiirleri - Şair Halil Gürbüz

0

TAKİPÇİ

Halil Gürbüz

Olacağını sandığına inanırsın,
Sandıklarına yanar, aldanırsın,
Anca kendini tanımaya yeter, ömrü; hayatın!
Ve insan kendini kedere sunar...

Devamını Oku
Halil Gürbüz

Yok mu olmayı seçtin,bir denize koY
Aday mıyım ki ben bu aşka yadA
Neden susuyorsun, söyle bir nedeN..¿
Say mı diyorsun bana, günlerim yaS.
Işık mı saçar bir güneş yaşarken kışI..?
Mana mı kalmadı, ağlarken öz anaM

Devamını Oku
Halil Gürbüz

Dikkat etmelisin ki;

Ağırlık, vücudun değil; yüreğin içhacmine bağlı olarak artar..!

Sığdırdığın ve barındırdığın kadar eşlik eder tüm yolcuların...

Devamını Oku
Halil Gürbüz

Bir kış daha geldi,
Aydınlık bir yazın ardından,
Kara bir kış; beklenen...
Yine yaşanacak; yaşanması gereken...

Kısa bir yaz sonrası,uzun ve kara bir kış.

Devamını Oku
Halil Gürbüz

Birizdir çoğu zaman sürdüğümüz...
Oysa ne kadar akılda kalır yalnız duyduğumuz ve gördüğümüz..?

Dokunmalı habersizce bazen ruhuna
Nefes gibi ulaşmalı iliğine, kanına
Can vermeli yüreğine ve bulunmalı hayatında

Devamını Oku
Halil Gürbüz

Öyle bir başlıyorum ki yazmaya
Sanki yineleniyor doğuşum her heceyle,
Tekrar geliyorum dünyaya…
Şimdi sanacaksın ki iki gün düşündüm.
Hayır, iki gün taşındım;
Bu iki günde taşıdım kendimi ağırlığınca.

Devamını Oku
Halil Gürbüz

Anladığım kadarıyla her adım;
Atışın gibiydi yürekten…
Çarpmadan sağa-sola yürü-
Yorduk ama hiç bölmeden...

Duygu-saldın sen içten de!

Devamını Oku
Halil Gürbüz

Aşkımız, zikrimiz, duamız-da para...
Öyle ki, zengin cümlemiz; ibadetten yana!
Mezar bile var mı hiç hesapsız yatmaya?
İş veren gencine, bakan yaşlısına?

Benim için hepten yok bir dünyadaki,

Devamını Oku
Halil Gürbüz

Gördüğüm ilk şey yeşil saçların oldu.
Mavi gözün bana baktı ve kısıldı;
Birden gözlerinden yaşlar döküldü.
Yıldırımlar düştü korktum,üzüldüm senin için.

Çünkü sen olmasan yere basamazdı ayaklarım.

Devamını Oku
Halil Gürbüz

Sen öldün ki- bu gece;
Keskin bir bıçak gibiydi hilâl..
Sır-tını-ya dönmüştü yada bir al-ışıkla sarılmış…
Ve daha çok-tan uğultuya karışmıştı kollarımda.
Aşkını söylüyordu rüzgar-da dolup;
Şimdi bu yorgun kul-aklarla dans ediyordu ölüm-

Devamını Oku