Yalnızca üç kez söyledim, seni sevdiğimi.
Birincisinde çok açtım.
İkincisinde ay ışığı vardı.
Üçüncüsünde eşim dışarıdaydı.
Eee.. be pırasa yemeği,
Sen de kendini adamdan saydın.
Deste deste güller versem ne olur.
İçinde aşk yoksa.
Yollarına halı sersem ne olur.
Gönül dağında köşküm yoksa.
İnan inan sevgilim.
Halıcı ile çiçekçi parasını alır,
Kalkalım dolaşalım.
Bol bol sahili turlayalım.
Bu akşam.
Dondurma yiyip,
Denize taş atalım.
Oturalım bir banka,
Yalnızlık şarkıları dinledim,
Yıllar boyu.
Odam yalnız ben yalnız.
Yalnızlık şarkıları dinledim,
Kör gecelerde.
Lambam yalnız masam yalnız.
Sonbaharda…
Dökülen yaprakları izlemek,
Acı verir bana.
Dalından kopan yaprak,
Rotasız bir yelkenli gibi,
Savrulurken çaresiz,
Yalnızca o vardı kara tahtanın başında.
insanlığı uzaya taşıdı hünerli elleriyle.
Karanlığın arkasındaki ışığı gördü.
İleri bakan gözleriyle.
Eğriyi, doğruyu ayırdı birbirinden.
Yıkılan dünyayı her seferinde o kurdu yeniden.
Şu yuvarlak dünyada,
Dümdüz bir hayat kurmuşum kendime.
Küçük bir engel çıksa zaten,
Devrilir giderim.
Bir vagon gibi ezilir zedelenirim.
Yorulduğum zamanlarda,
Üsküdar’a gidemem ama.
Bizim sahile inerim.
Balık tutan insanları,
Oynaşan kedileri,
Denize açılan tekneleri seyrederim.
Sen hala çocuksun,
Büyümemişsin,
Dedi bana birisi.
Bunu bana söylerken,
Sanki uzaktan geliyordu sesi.
Belki de doğrudur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!