Nedir bu ihanet, ey vicdansızlar
Yürek de dayanmaz şu vicdan sızlar
Saldırdı siyonist, işkence zulüm
Kayboldu insanlık, aranır ölüm
Kol geziyor zalim, çaresiz mazlum
Duyarsız kaldık hep, yanıyor Gazze...
Filistin, Gazze, derken bitabım
Bir akşam üstüydü, ağrıdı başım
Kurulu sofrada, acıdı aşım
Ağardı saçlarım, döküldü yaşım
Gözüme kan inmiş, çökmüşüm ben...
Mevlam verir kula; bela, musibet,
Önemliymiş meğer bir nefes sıhhat,
Hoştur O'ndan gelen, şükreyle sabret,
Yoğun bakımdayım, dua beklerim..
Bedenimde cihaz, her taraf alet,
Hey koca Yozgat'ım!.
Nohutlu'dan seyrediyorum da seni;
Bu kadar sessiz kalmamıştın hiç,
Ne de cemaatsiz kalmıştı “Büyük Cami’in..
Meydanlar boş, dükkanlar kapalı..
Gezip-tozan yok caddelerinde..
Hiç mi yoktur senin insani duygun
Genine işlemiş zulümle soygun
Ne kadar olsan da maddeye doygun
Sana iman vicdan, lazım İsrail..
Öldürüp kesmekten bıkmadın gitti
Adı: “Zeynep” idi, aslında;
Ama biz, “Ebe” diye tanıdık hep onu.
Tek başına yaşardı iki katlı evinde.
Tâ! .. Doksan bir yılında kaybetmişti Eşi Memo’yu.
Aylardan da Haziran’dı.
Ne tevafuk ki, kendisi de aramızdan Haziran’ da ayrıldı.
Çekme için öyle için için
İmtihan, musibet hep insan için
Olana razısın, olmazsa niçin
Olana olmayana şükret derim.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!