Koltuğu bırakıp, gezdiniz ili
Gelişim vizyon´dur hizmetin dili
Verdiniz bizlere sihirli eli
Yozgat´a renk kattınız sayın Valim.
Amirler emreder, memurlar yapar
Nasıl dayanır ki, bu vahşete can
Dinmek bilmiyor ki, her yer yine kan
Değişen fazla yok, yer adı Silvan
Yanarak can verdi, onüç Mehmetçik! ...
Kırmızıya çaldı, bir bak yeşil çim
Nasıl anlatayım Yozgat’ı size
Satırlara sığmaz, az gelir dize.
Coğrafyası başka, tarihi derin
Kışın soğuk ama yazın da serin.
Bozok Türkmenleri vermiş adını
Reddeyle nefsini, girme günaha,
Besmeleyle yürü, uyma şeytana.
Zikreyle rabbini, yaklaş penaha,
Besmeleyle yürü, uyma şeytana...
Helali terkedip, harama sapma
Sevmek borçtur bize, cennet vatanı
Koymazlar cennete, rahat yatanı
Unutma, yâd eyle, şanlı atanı
Fırsat verip övme, fesat katanı.
Ağlarsa anam, ağlar diyordum
Babamın, yüreği sızlar diyordum
Bacı- kardeş var diyordum..
Ya Şimdi?...
Dur yolcu! , nereye, ne telaş böyle,
Hayrü hasen nerde, gel hakkı söyle
Terk eyle faniyi, fikreyle şöyle,
Afiyetle için, bu “ SON DURAK”tan
Adında sır gizli, var suyunda tat,
Nedir böylesi hırs, böyle ihtiras
Bölüşülemiyor, bakın şu miras
Sanki biri üvey, diğerleri has
Kardeşi kardeşe yeriyor miras...
Biri tamam derken, diğeri bekler
Adı: “Zeynep” idi, aslında;
Ama biz, “Ebe” diye tanıdık hep onu.
Tek başına yaşardı iki katlı evinde.
Tâ! .. Doksan bir yılında kaybetmişti Eşi Memo’yu.
Aylardan da Haziran’dı.
Ne tevafuk ki, kendisi de aramızdan Haziran’ da ayrıldı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!