Tanıyamamıssan bende mi kabahat,
İstersen mesajımı haydi sil at,
„Hakkı“dan sana „Yurtlu“ ca nasihat
Unutma dostunu, arada bir yad et
25.02.2002
Hak yolundan ayrılma, dinle haksesi
Ayrılıkta azap vardır, sev herkesi
Kalma geri, sen de öğren ilmi feni
Kalır mı yolda arabası işbilenin;
Inkıtaya uğratma, ver devrini
Kutluyorken, Ekim'de bayramı,
Yeri; Cumhuriyet Meydanı,
Yiğitlerin harman diyarı
Güle kar yağdı bakın hele! ...
Ekim'de yağmaya başlar kar,
Gurbet akşamları okunur ezanlar,
Gece karardıkça açar yaralar,
Bazen olur, giyinirsin karalar,
İşte o zaman ağlatır gurbet akşamları.
Yatarsın yatarğına uyku gelmez,
Çok eşek koğdurdum, o yukarı yolda,
Kızak kaydım eskiden, harmanda, yolda,
Yük ettim; koru da, sıkdoruğun kolda,
Seni nasıl unutayım, Şirin Köyüm.
Okul oldu bize, o bir kaç, eski oda,
Sekseniki’si köy, üç’ü kasaba,
Mahallesi çoktur, gelmez hesaba,
Ondört de mezra ekle unutma ha;
Bir uçtan bir uca gezdim Akdağ’ı
Her yıl yapılır yaylalarda şenlik,
Kalıç, tırpana bıraktı yerini,
Tırpan da kaybetti artık, devrini,
Harman unuttu, aylarca seyrini,
Biçerdöğerle, patos geldi hocam.
Dizboyu karda, çalı kesilirdi,
Mutlu bir yuva için çıktık yola,
Dostlarımız Düğünümüzde ola,
Haydi, bu davetimiz cümle kula;
İcabetinizden HAKK razı ola.
01.03.2002
Orta Asya boyu’na dayanır soyu,
Hiç kesilmez, Yukarıpınar’ın suyu,
Hayat verir insana; yemyeşil koru,
Seni nasıl unutayım Şirin Köyüm.
Her derde devasın, ne mutlu sana,
En eski ilçelerinden birisin Yozgat’ın,
Tatilcilere mesken; yaylaların, ormanın,
Ne mutlu sana ki, açıldı Yüksekokul’un,
Özlüyorum seni, unutamam ki, AKDAĞ’ ım...
Ağacın var, üstelik sahipsin de madene,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!