Yozgat’tan dönünce, yönel güneye
Varmadan, bir saat, Himmetdede'ye
Tat, afiyet olsun; doy künefeye
Ülkemde markadır, “Asi Künefe” !…
Üç yıl, beş ay geçti aradan
BABA’mı da aldı yaradan.
Yandı şu yürek, ağladı göz
İşte tam o anda bitti söz.
ANA’mın ardından BABA’ma ağladım.
Gelen var karşıdan tek basa basa
Başında takkesi, elinde asa
Hafif orta boylu, sakalı kısa
Bir bakın bu gelen BABA’m mı yoksa?...
Açmış kapıları, tâ sabah erken
Gazze"deki yangın, gelemez sandın
Güç vurdu beynine, zulmüne kandın
Günlerce sönmüyor, bak sende yandın
Ettiğini buldun, çek ehli küffar!...
Uçak mı yetersiz, pilotun mu yok
Çocuğun suçu ne, ne vicdansızlar
Hayvana yapılsa, şu vicdan sızlar
İçiniz dışınız, kir vicdansızlar
Ölüyor masumlar, bitiyor Gazze...
Bozok Yiğitler şehrinin,
Hep güler yüzlü valisi
Dua eder ahalisi
Yiğitler şehrinden, serhat şehrine
Bizden selam götürün Ziya valim…
Kazımız benzer kazına
Şu kuru topraktan yeşerten gülü
Dolduramaz mı kuruyan gölü
Boylu poslu insan, bakarsın ölü
"O" yoktan var eden, biz ise kuluz!...
Bize şükür gerek, hamd ile sena
Bozok’un adıyla, koyuldun yola
Kervanbaşı heyben, bereket dola
Sofranda hem zengin hem fakir ola
Yolun açık olsun, Bozok Kervanı…
Kutlu bir çığırdır, “Bozok Bereket”
Dururdu düğünler, olunca ölüm
Açılmaz radyolar, izlenmez filim
Şimdi davul zurna alıyor ritim
Ne kadar bozuldu, töremiz bizim!..
Yemek pişmez idi, ölü evinde
“Erken” demiyorum Anne,
Vade yetti ama!...
Yalnız bıraktın beni;
İhtiyacım yok değildi sana
Senin varlığına, hayır duana….




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!