İçimden şiir yazmak geldi yine,
Aldım kağıdı kalemi elime.
Geliyordu saat; yarım'a bir'e
Döküverdim işte, içimi şiire.
Kalem de bıktı artık, yazmıyor işte
İnan, gündüz hayaldesin, gece düşte
Sen de anlarsın elbet, hele bir düş de
Düşmeyince anlamak, zordur dostum...
İstemesem de nafile... yaş geliyor gözden
Gülüver artık 'gül' vefasız, yeter,
Bugünümü eyledin dün'den beter
Sanma ki, kalıcıdır elbet biter
Çektirdiğin yanına kalır bir gün....
Dün yine mezara uğradı yolum
Bir kez daha hatırladım ölümü.
Bir kez daha öldüm, ölmeden önce…
Yükselen sâlâ sesiyle irkildim birden,
Bir kişi daha rahmetli olmuştu, hemen,
YİMEV’in başkanı, müftü Güneşer
Her sene katılır, bak Orhan Çeker
Mezunların hepsi, hasretin çeker
Kaynaştırır bizi, “Mezunlar Günü”.
İşte mezunların, bürokrat, bakan
Ne de zeki bir kız, adı da Ceren,
Yazdığım şiiri, hıfzetmiş hemen
Gül bahçesindeki, gülleri deren
Yaradan nazardan, saklasın derim! ...
Anası Sultan’dan, Mahmut babadan,
Yeşillik seninle, çevre seninle
Meşene, çamına hayranım Akdağ
İçip kana kana, hemen serinle
Suyuna hayranım, Hayranım Akdağ…
Efil efil eser, harmanın senin
Sizler, bu köyden gittiniz gideli,
Bir bir anlatayım olup- biteni,
Sahifelere sığmayacaktır belki;
Yine de anlatayım, dur be hocam.
Köy, devletle tanıştı, geç de olsa,
Bozok’un adıyla, koyuldun yola
Kervanbaşı heyben, bereket dola
Sofranda hem zengin hem fakir ola
Yolun açık olsun, Bozok Kervanı…
Kutlu bir çığırdır, “Bozok Bereket”
Ağlamak istiyorum için için...
İçimden öyle geliyor.
Gözü temizlermiş diyorlar;
Bir damla göz yaşı,
Hem de günahı!...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!