Zaman,
sana emrediyorum, dur!
Sonsuzluğu yaşamalıyım artık
Çocukluğumu yitirmeden büyümeliyim
Zaman,
sana yalvarıyorum, dur!
Çengelli iğne suya düştü
Çırpınarak can verdi
-yüzme bilmiyordu-
Son sözünü söylemesine bile
izin vermedim
Vahşice öldürdüm onu
Boşa geçti günler..
Aynı sıradanlık,
aynı umursamazlıkla..
Ne verdin bana dünya?
Ve neler götürdün benden?
Şimdi soruyorum içimdeki çirkin prense,
Bırak geleceğim
senin ellerinde şekillensin
Bırak geçmişim
sıcak yağmurlarla silinsin
Bırak güneş bugün doğup
bugün batsın
Keşke yaşamak zorunda olduğumuz aşk
Yalın halde olsaydı..
AŞKI sorgulamadan,
Olduğu gibi sevseydik..
Dünyanın sonu geldi
Yerkabuğu yarıldı,
İçine düştük birlikte.
Sıcak lavlar yaktı tenini,
Kavurdu saçlarını,
Bütün güzelliğin son buldu.
Bakma öyle,
Sarhoş oluyorum..
Ellerim tutmuyor, dilim tutuluyor
Güneş değil, ay değil
Yıldızlar tutuluyor sen gülümseyince..
Ucu bucağı yok bu yalnızlığın
Şafak vakti huzur dolu uyanmak
Yetmiyor insan olmaya..
Çiçeklerin kokusu tek başına anlamsız
Güneşin sıcağı, rüzgarın soğuğu, dolunay..
Hepsi boş..
Hiç bitmez mi bu yağmur
Durmadan yağar mı böyle
her gün..
Şu deniz dedikleri
hep uzak olmak zorunda mı..
Ya rüzgar,
Kime anlatır ki derdini yalnız şarkıcı
Soğuk elleri gitar bile çalamazken..
Kurumuş dudaklarını ısırır, kanatır
ve ruhsuzlara yazdığı şarkısını mırıldanır..
Çaldığı bütün kapılar kapanmış,
Umudu yerle yeksan olmuş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!