Hakan Liman Şiirleri - Şair Hakan Liman

0

TAKİPÇİ

Hakan Liman

Hayat bundan ibaret işte..
Bi’şeylere alışmak
-bir kokuya, bir sese,
belki bir sessizliğe-
Ve alışkanlıklardan vazgeçmek
günün birinde..

Devamını Oku
Hakan Liman

Bu karmaşanın içinde küçücük bir noktasın sadece
Önemsenmemeyi önemsemediğin gün büyümüş olacaksın
Çarklar döner ve sana sormazlar yaşlanıp yaşlanmadığını
Zaman geçer ve toprak olursun, başladığın noktaya dönersin işte
Daha fazla gözyaşı, daha fazla kan, daha fazla savaş...
Kimin umurunda!

Devamını Oku
Hakan Liman

En son nerede bırakmıştım seni sevgi
Lanet olsun! Hatırlamıyorum
O en ilkel alışkanlığımı kaybettim
Beni ben yapan tek varlığım
Kalbimin üzeri örümcek ağlarıyla kaplı
En son ne zaman kendimi hiçe sayarcasına sevmiştim

Devamını Oku
Hakan Liman

sonra güneş doğdu
hiç yaşanmamış sayıldı onca gün
geçmiş yoktu, gelecek belirsiz..
sadece bugün vardı yaşanması gereken
sanata, aşka, kavgaya ve barışa
sadece bir gün yeterdi

Devamını Oku
Hakan Liman

çekiliyorum aranızdan
sizin yarattığınız dünyayı
size bırakıyorum
korkmayın
zararım dokunmaz size
tek başıma

Devamını Oku
Hakan Liman

Yaşamışız
yalnız, umutsuz, korkak
Büyümüşüz
hep korkutularak
Ölmüşüz
ölümden korkarak

Devamını Oku
Hakan Liman

Onlar umutlarını hep ertelerler
Karamsar bakarlar yarına
Gelecek kaygısı baş köşededir
Duvarlarına astıkları resimler
Olmak istedikleri yerde
Ulaşmak istedikleri zirvede yaşayanlarındır

Devamını Oku
Hakan Liman

nefret ediyorum... bir şeylerden nefret etmiş olmak için, veya bu nefreti dışa vurup anarşi yaratmak kaygımdan değil; nedenini bilmeden çevremdeki milyonlarca kavramdan nefret ediyorum. insanları nasıl yutuyorsa bu şehir, ruhları da yutar zamanla... her şey parçalanır... güneş söner... ve tüm sıkı dostluklar çöp kutusunda... insanlardan nefret ediyorum. hepsinden değil ama büyük çoğunluğundan... karanlıklar üstüne konuşmak istiyorum. çünkü aydınlık yok. belki de vardır ama benim gözlerim sımsıkı kapalı şimdi. bir yokluk içindeyim...
bu yıl çok çabuk geçti. bir kadınım vardı belki de ondan... üç ay boyunca kandırmıştım kendimi, rüyadaydım... göz kapaklarım üç aylığına kapanmıştı dış dünyaya, ve ben mutluydum... bu yüzdendir belki gözlerimi açmak istemeyişim...
inançlarımı yitirdim... dostlarımı kaybettim... düşüncelerim kaldı bir tek... birbiri ardına sıralanmış milyarlarca düş...tıpkı bir buçuk saattir taksim’e gidemememin sebebi kahrolası trafiğe benziyor... düşlerin üstünde sek sek oynuyorum... ucu nereye varıyor?
“tanrı dünyayı yeniden yarataydı, yaratırken de beni yanında tutaydı. derdim ya benim adımı sil defterden ya da benim dilediğimce yarat dünyayı...”
Hayyam’ı mi dinlesem yoksa? evet en doğrusu bu galiba... Şarap ve insan... ayrılmaz birbirinden ölüm olmadan... eyvallah Hayyam... uyanıyorum sonsuz uykudan...

Devamını Oku
Hakan Liman

Işığa sürekli bakınca küçük beyaz benekler görür insan; sonra da bunu bir oyun haline getirir ve hayali noktalarıyla mutlu olur. Belki de büyük çoğunluk neden bahsettiğimi bile bilmiyor. Belki de bu sadece benim için geçerli bir salaklık örneği. Her umutsuz kaybedenin bir takıntısı vardır zaten. Saat tik-takları, sigara dumanı ya da benimki gibi ışık oyunları..
Kadınları da bu noktalara benzetiyorum bazen. Gerçekte var olmayan, göz alıcı ve er-geç kaybolup giden küçük noktalar..
O da böyleydi.. Tıpkı diğerleri gibi görünüp yok oldu, karabatak kuşları kadar sessiz ve aceleciydi. Sanki her saniyesi başka güzellikte geçen ve kötü karakterlerin rol alamadığı bir oyun gibiydi. Hayatın oyun içinde oyunlardan ibaret olduğu ve bu küçük pasajların da iyi-kötü bir sonunun geleceği gerçeğini unutturacak kadar güzel bir oyun.. En çok sessiz kısımlarını seviyordum oyunun, onu uyurken izlemek yetiyordu bütün ilham perilerini başıma toplamaya. Uyurken yaptığı hareketlerden rüyasında ne gördüğünü tahmin ederdim bazen. Her gece üçü beş geçe uyanırdı, sanki saat kurmuş gibi tam üçü beş geçe.. Anlamıyordum..
Daha bir dolu şey vardı onda anlam veremediğim. Biraz da bu yanını seviyordum belki de. Bir de soru dolu bakışlarını.. Hep bir şeyler merak eden bir ifade vardı yüzünde, öğrenmeye hevesli küçük bir kız çocuğu gibi bakardı..
Ve bunun gibi binlerce geçmiş zaman cümlesi daha..
Kaybolup gitti sonra diğer küçük noktalar gibi.. Işığa bakmaya devam ediyorum hala.. Yılmıyorum hiç.. Bile bile, salak-saçma bir inatla sürdürüyorum kendimi kandırmayı.. Aptallıksa dünyanın en büyük aptalı benim!

Devamını Oku
Hakan Liman

Ölüm bana gülümsüyor
çoğu zaman,
Çoğu zaman da ben ona..
Yaşam somurtuyor,
ben sırıtıyorum..
İnsanlar gülüyor bana,

Devamını Oku