küf yarası, yaşam kuluçkasında çatlayan
Yüce Ruh gelir, sızıntıdan çıkacak ruhu alan
kör buhar gözlerde telaş, sonsuz hayata akan
ekilen, tedirgin hayatlar aceleci gitmeye
bereketle ekilip, kirli ve yavan toplanan
Yarımız ölü, taşırız bedenimizde,
Nefes, yemek, yürümek bir yanımız,
Aşk, coşku, heyecan diğer yarımız,
Yazmak mağlubiyetli; galipleri köle;
Yazmasa kalem öyle, kimler kırılır?
Kimler; yedi düveli sahiplenenler…
Acı her zaman vardı, ağırlaşırdı çekilebilecekleri azalınca…
İradelerimizi savaşmadan geri verdik
Çekeceklerimizi bilerek bizi yeşerttiler, yetiştik
Sonradan karışınca içine kötülük,
Merak edilen buysa dediler;
Ölmek istediler…
Hayatımızın üzerine çeker bizi, boğazımızdaki düzenin ipleri
Söylemelerimiz yalanlanır, söyleyeceklerimiz sızıntı, tehlikeli
Söz sahipleri gerçeklerle aramızdaki, keser ipleri
Gerçekler ufukta kaybolur, güçlenir akıntıın izleri.
Çocuklar büyür rüyalarla; büyütülür,
“Dünya boş! ” dediğinde rahatlama gibi
“Değmezmiş’teki” gibi,
Veya bir ölümün verdiği gizliden içe dolan umut gibi;
Mermi hızında düşünebilendi vuran,
Mermiyi kitaplardan bilirdi vurulan,
Göz göze geldikleri o an,
-iz'in toplam hareketleri sadece bir andı-
Çağın yamaçlarından alıp götürür tepelere
-an sustu, yalnız ve soğuktu-
ihanetin yaprakları açılır
gündüzün içine.
açılan her gazetede, açılan her defterde;
it’tir ihanet;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!