Yağmur damlaları düşer gökyüzünden tek tek,
Biri diğerine değmeden yerçekimini iter,
Damla yavaşlar yavaşlar yüzümüze düşer.
kıvılcım, gelirdi bana
kaybetmiş, gelirdi bana
yıkılmış gelirdi bana...
ölüm, dörtte bir imiş,
derdi bana.-Hayat-
Tutkularla yürümek hayatı
Birinden diğerine;
Giderken emek bırakırız,
Alışmışlığın mecburiyetinde karşıladı ön yüzü, kırılgandı
Bir adım daha; derinde hüzündü iç yüzü, kırılacaktı.
Yürürken içe, karanlıklarda aydınlık çocukluklar vardı,
Çocuklar kaçışınca, yalnız öfkeler saçlarını okşadı.
Gecenin sabahı tepsi gibi ayın içine doğdu,
Şafak sökerken ay battı, güneşten gece başladı
acı yaşanırken yakmaz, düşünürken yakar...
inadına inat derler yörük'ün inadına
Demir tüy, çelik çomak, taş baş olur inat inadına.
Söylenmemişe saklanır gerçekler, görülürken taşan denizlerce,
Okunmamışa saklanır aydınlık, karanlık gösterir yolumuzu,
Bize gerçekler; vahşi saldırılarında ortaya çıkan bir anlık,
Öldüre öldüre çocukluğumuza dayanırız, varırız,
Önce adam yönümüzü hayat vurur,
Gençlik elleri yukarıda, orta yaşa aceledir teslimi,
Yazmak yazgıdır.
Alnına çizilen, kendinden kendine yazılmışlığındır.
Ruhunu satmaktır
yaşam ağacına bağlanıp bırakılan
yıllar geçtikçe ağaca bağlı ipi azalan
yüzüdür ağaç gövdesine değdiği ilk an
vaçgeçmek en zoru mecburiyet yaşamdan.
gevşer yeniden ip, yavaş ve aşağı
Gidilen yöne eğilir terazi.
Ayrılıklar törpülenmiş özgürlüklerdir.
Sınır ve erdem; yıllarımı verdiğim iki kelimedir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!