Pompei’nin son günleriydi
Yaşadıklarımız
Bağımsızlık sevdamız
Ram olmayaydı isyanımız
Dilimiz döndüğünce
Anlattık hepinize
Kaç gece,
Kaç kulaç karanlığa
Gömdük umutlarımızı
Aldandık akşamın şarkısına.
Akrep susma vaktini geçti
Yelkovan koşuyor karanlıklara.
Gel,
Bırak kırgınlıklarını;
Buruk anılarını,
Taşıma demiyorum sırtında;
Yürek vurgunlarını elbette unutma,
Reddedişin tanımı
Denizin
Yeşili boyanırken
Gecenin mavisine
Hüzünleri çekip te
Direğine
Yelken diye
her sabah
başucumdan
alır giyerim
çocukluğumu yeniden.
işe gider
çelik-çomak oynarım
Sen aşkın rengiydin
Bildiğim
Yaşamı tutuşturan
Sen değil misin
Haddini aşan
Zifiri karanlığın
Çok mu vaktimiz vardı.
Yaşam
Tohum olup dururken
Yarınlara
Boşa mı geçirdik zamanı.
Bütün gün
Körfez senin
Bir teknedir eksiğin
O da, bağlı zaten rıhtımda
Nedir beklediğin yaşamı kaçırma
Kaç defa geleceksin
Bir rüzgar eser yaz geceleri İzmir'de.
Neşeli insanlar görürsünüz,
Şen kahkahalar duyarsınız Kordon'da;
Cızz ediverir yüreğiniz,
Yalnızlığınıza,
Ağlarsınız...
Kimindir o,
Dilde saklanan
Bunca feryat
Dağları delerken Ferhat
Ne Afrodit vardı yanında
Ne de İnnanna
çok hoştu, kalemin daim olsun...
çok hoştu, kalemin daim olsun...