Bu gün penceremin perdesini açtığımda,
Hiçbir şey göremedim.
Gökkuşağından başka...
Aklımdan geçenleri kağıda yazdım.
O kesilen ağaçların can damarına.
Kalem oynadı,rüzgar fısıldadı.
Ben şarkıları,aslında hiç duymadım.
Atlattım üzerinden,kalemin ucundaki akrobatı.
İkimizdik seviyorduk,
Günlerin akşamüstüleri.
O selvi ağacının altında
Yatan ölü kadar sessizdik.
Bana gözlerini verdin,
Babanın kaderine benzer oğulun kaderide.
Aynı değilmidir ki herşey bütündende öte.
Biri durgun dinlenir,diğeri sekerek;
Ve canlı tutar sevgiyi yinede iki yürek.
İki yüz birbirine baktıkça yaşlanır.
İki yüz belki sadece sayıdır.
İki yüz bir resimde bakıştır.
İki yüz bir hainin adıdır.
Güneşte saçlarını tarıyor kadın.
Anıları tel tel fırçadan,
Dökülüyor önüne o saf altın.
Nazikçe omuzundan.
Eski bir mahalledeki basamak,
Başlasın şimdi;
Odamın içine doğru çekilsin.
Pencerenin aralığında incelsin,
Düşünce.
Yaşasın şimdi;
Vurulmak gibidir habersiz,
Hayata küsmek gibi gidiş.
Sonsuz bir gün sanarsın düşüncesiz;
Hep olmalıdır ah,o veda ediş.
Ardından halsiz kalanlar için,
Her bir yalnızlık benim.
Hiçbir ayrılık benim değil!
Uçsuz bucaksız bir aşk düşlerim.
İçinde denizi,toprağı,evi olsun.
Bu yürek sızısı bir son bulsun.
Her Sabah Geri Gelirsin
Akşamdan kalma hayallerin peşi sıra
Büyük bir gövdem,boş bir oda
Üzerimden güneş gibi geçersin
Soğuktur ayaklarım kış günü
Üzerimi örter gidersin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!